25 Ağustos 2011 Perşembe

Ameliyat Günlükleri #3: Bitti mi?

Başka bir boyuta geçtim sanki. Başka bir dünyada gibiydim...
Bana sorulan her soruya da cevap vermişim! Kim bilir neler dedim?



Sakinleştirici yaptıklarını sonradan öğrendim. Zaten uykum vardı. Daldığımın farkında değilim,ben hala uyanık ve herkesi duyuyor sanıyorum. Her taraftan "bip bip" sesler geliyor,sağ kolumda bir şey sürekli şişip iniyor.

Türbe yeşili diye tanımladığım bir yeşil var. Gözlerim kapalıyken her yerde onlardan görüyorum. Yokuşlar var sürekli. Rampa diyelim. O yeşil renkli plastik rampalarda yolculuk yapıyorum ama ruhen yaptığımı biliyorum. Bedenimi göremiyorum çünkü. Sadece gözlerim geziniyor. Rampaların üstünden süzülüyorum falan derken birden bir şey oldu: Rampalar kayboldu ve bir boşluğa düştüm. Yine yeşil bir boşluk. Gözümün önünde dönüyor o boşluk. Uçsuz bucaksız fakat hani bir oda var siyah beyaz karışık renkli,döner durur. Beetlejuice'da vardı sanırım öyle bir oda. Orada dönüp duruyorum. Siluetler görmeye başladım. Gerçek dünyada mıyım değil miyim hala anlayamıyorum. Hani boş odada yankılanır ya ses,öyle duydum şunları:
-Gözde? Beni duyuyor musun?
-Gözde bunu hissediyor musun?
-4 dakikan kaldı Gözde.

Sonra birden İbrahim Tatlıses'i duymaya başladım! Ardından da Sıla'yı. Başladım parmaklarımla ritm tutmaya.
Bu sırada da ağzımdan birisi tutuyor. Çenemden kapatıyor ağzımı yani. Bir el hissediyorum ama gerçek mi değil mi bilemedim.

Gözümü açıyorum,kolumu görüyorum ve de midem inanılmaz bir şekilde bulanıyor,hemen geri kapatıyorum. Hafiften kendime geldim,dünyada olduğumun farkındayım.
-Gördün mü uyuyamadan başladılar ameliyata,acaba nasıl gidiyor? diyorum kendi kendime. Halbuki adam bana 4 dakikan kaldı dedi. Ben onu başlamaya 4 dakika kaldı olarak algılamışım. Ameliyat çoktan bitmiş... Uyanmamı beklemişler. Burnumdan oksijeni çıkardılar,kolumdan tansiyon ölçen aleti,göğsümden de kalp ritmini kontrol eden aleti.
-Gözde,başını kaldır seni sedyeye alalım.
Var gücümle kaldırdım başımı falan. Sedyeye koydular yüzüstü. Gidiyoruz dışarı doğru. Babamı duydum ilk:
-Geçmiş olsun kızım. Beni duyuyor mu acaba?
-Konuşabildiğim kadarıyla "evet" dedim. Yarı baygınım tabi henüz. Sakinleştiricinin etkisi sürüyor. Odama çıkardılar,asansörde olduğumuzu falan biliyorum.
Şöyle bir şey var,o gün ne doktorumun yüzünü gördüm ne de sesini duydum... Babamla falan baya konuşmuşlar. Zaten doktor ameliyatta benimle de konuşmuş!

Ulan kim bilir neler anlattım adama... Tüm sırlarımı dökmüşümdür allah bilir.

Yatağıma yatırdılar. Ben sıcacığım fakat babamın "Buz gibi bu çocuk ya" dediğini duydum. Annem hemen evden getirdiği pikeleri örttü üstüme. Ayaklarım falan bildiğin ateş gibi,yani öyle hissediyorum. Babam öyle ayaklarıma vururmuş,bende hiçbir his yok.

Uyudum uyandım,kollarım ağrıdı,belim ağrıdı,bir taraftan da serum geliyor zaten. O yarı uyanık halimle bağırıyorum bizimkilere:
-Seruma dikkat edin!
Birsürü ziyaretçi gelmiş. Kimisini hatırlıyorum.
Bol bol istifra ettim.

5-6 saat sonra kendime geldim.Ayaklarımı yavaş yavaş hissetmeye başladım. Serumum bitmiş,çıkarılmış. Ben bir acıktım ki sorma. Aklımdan neler geçiyor:
Bir tantuni olsa da yesem,damardan kebap verseler bana.İskender de iyi giderdi şimdi. Canım çikolata istiyor ya.
Yemek yasak. Gazım çıkana kadar yememem gerekiyormuş. Telefondan Twitter'a falan girdim. iPod'umdan film izledim. Saat 8 gibi de amcamlar,halamlar ve teyzemler ziyarete geldiler. Onlarla konuşurken zaman geçti.

Babam,içimden baya bir şey çıkardıklarını söyledi.

Lanet olsun dostum siz nasıl biriktiniz oraya ha?!
Ben dışarıdan temizlediğimi sanırdım bu tüyleri,meğersem sinsiler içten içe kin beslerlermiş bana! Vay itler!

Annem, babamı misafirlerle beraber yolladı. Yazık adamcağız çalışıyor.Kaldık annemle başbaşa.
Kadıncağız tam dalıyor. Ben:
-Anneeee,tuvalete gidelim mi? diyerek uyandırıyorum. Hemşire geldi,yürüttü beni biraz ayaklarım açılsın diye.

Uyana uyuya,film izleye kapata zaman geçti. Tangled'ı izledim. Çok fazla uyuyamadım yani. Yüzüstü yatıyorum,dönmem gerekiyor her tarafım ağrımış,annemi çağırıp boruyu tutturuyorum ki ezmeyeyim dönerken.

Anlayacağım çok fazla uyumadım. Ağrım olduğundan değil,ağrım olacak diye korkumdan. Zaten ameliyat yerimden çok belim ve boynum ağrıyor.

...ve sabah oldu.

Doktor öğlene doğru gelip,içimden bir boru çıkarmış ki... Kolum kadar uzun fakat oldukça ince... İğne yaparlar gibi bir acı hissettim,sonra geçti.
Pansuman günlerinde de ameliyat yerime bir güzel iğne yaptılar. Oh!


Ameliyattan bir gün öncesi,ameliyat günü ve ameliyat gününün ertesi günü duş alamadım. Aldırmadılar! 3 gün pis kalıp,rekorumu kırdım. Tamamen iyileştiğim gün ise 3 saat duştan çıkmadım.

3 yorum:

  1. Geçmiş olsun ya neyse kurtulmuşsun sonuç olarak. Ben de yoğun bakımdayken aklımdan iskender künefe mantı tarzında şeyler geçiyordu, haliyle yasaktı, o kötü hastane yemeklerini yemek zorundaydım tatsız tuzsuz. sen tantuni vs diyince aklıma geldi:)

    YanıtlaSil
  2. sdfghj damardan kebap :) çok geçmiş olsun, ne ameliyatıydı

    YanıtlaSil
  3. Çok teşekkür ederim efenim. Pilonidal sinüs ameliyatıydı kensi. (Gecikmeli yanıtım harika oldu bence.)

    YanıtlaSil

Bu konu hakkında bir şeyler söylemeyecek misin?