29 Ocak 2015 Perşembe

Zor

Gideceği için çok mutsuzum.

Herkes mutsuz.
Kimse gitmesini istemiyor.

Ama onun durumu daha zor. Ailesi onu dört gözle bekliyor. Her ne kadar burada kalmak istese de gitmek zorunda. Yardım etmek zorunda... Hayat bunu gerektiriyor.

"Burada mutluyum, gitmek istemiyorum." diye ağlarken içi parçalanıyordu eminim.

Hep kendimi düşündüm. Giderse şöyle özlerim, giderse böyle olur, giderse ben kime sarılacağım falan... Bencillik ettim. Belki de böyle yaparak durumu da zorlaştırıyorum. O da istemiyor ki benden uzaklaşmak...

Gitmesini hiç ama istemiyorum.
Kal diye zorlayamam da...

Birbirimize destek olmamız, yapmamız gereken ve yapacağımız en önemli şey. Ağlama Kıvırcık, güçlü ol! Güçlü dur. Onun sana da ihtiyacı var...

24 Ocak 2015 Cumartesi

Güneşim

Önce karanlığıma kısa süreliğine bir ışık tuttu. Sonra ışığım, sonra güneşim oldu.

Şimdiyse her şeyim...
Sevgilim,arkadaşım,kardeşim,annem...

Onunla bir şeyler yapmak çok zevkli. Takıntıları yok. Benim gibi her şeye gülebiliyor. Hele ki kahkahası! Aman yarabbi! Aşık olur insan bilmeden.

Dudakları yumuşacık. Öpünce kendimi kaybediyorum dudaklarında. Yanağındaki gamzesini öpünce de içim saf sevgiyle doluyor sanki.

Aaah vücudu! Nasıl da yerli yerinde her şeyi. Memeleri, omuzları, karnı... Belindeki gamzesine dokunmadan edemiyorum. Spor giyinince, tam olarak rüyalarımın kadını karşımda oluyor.

Onun yanında tamamen kendimim. O da öyle olduğunu söylüyor. İnanıyorum. Her şeyim oldu diyorum ya; sevgilime, arkadaşıma, kankama, anneme nasıl davranıyorsam ona da öyle. Her şey bir yerde! Daha ne ister ki insan?

Her dediğimi, her istediğimi yapmaya çalışıyor. Beni, isteklerimi önemsiyor. Tutumlu olmayı biliyor, olgun, zeki...

Teninin kokusu, sanki en sevdiğim yemek gibi! Hiç bıkmıyorum, hiç kötü gelmiyor, hiç itmiyor.

Bense ona napıyorum? Benim yaptığım bir şey yok resmen. Çocuğu gibiyim. O söylemeden, istemeden, kızmadan anlamıyorum bir şey. Bunu hak etmiyor her şeyim. Daha süperini hak ediyor. Ona daha süper davranacağım. Sadece öpmeö yetmez. Daha çok ilgi vereceğim. Daha çok güzellik yapacağım.

Allahım çok seviyorum!
KALBİM PIRPIR!

23 Ocak 2015 Cuma

Fuck the duygusallık

Vedalar ne kadar can sıkıcı...

Her sarılışımda güzel bir şey söylemek istiyorum. Her seferinde de söylemeden önce birkaç defa yutkunuyorum.

Ne zaman "iyi ki" ile başlayan bir şey ağzımdan çıkacak olsa, gözlerim doluyor çünkü.

22 Ocak 2015 Perşembe

Sanıyorum ki,

Ben ne romantik, ne düşünceli ne de anlayışlı bir insanım. İnsanların bende bir şey bulamamaları gayet normal değil mi? Ne bir şey yapıyorum, ne de yaptırıyorum. Boş geldim, boş gidiyorum...

Beni istememekte haklısınız sevgili insanlar.

Tam uyumaya çalışıyorum!

Başlıyor bi kaşıntı!
Sırtım, popom, kolum, kafam, ayağımın altı, avucumun içi....... Ulan yeter!
Mesela şu anda belim kaşınıyor.

Hayır, kendimi geçtim, yanımda yatan annem DUR ARTIK! diye bağırmamak için zor tutuyordur kendini!

Ben burada hatır hutur kaşınırken, yanımdakini rahatsız edip uyandıracağım diye öyle korkuyorum ki.

21 Ocak 2015 Çarşamba

Acaba?

Bazen diyorum ki Panda'da yaşadığım, yaşattığım şeylerin acısını mı çekiyorum şimdi? Onun acısı mı çıkıyor?

Hani benim aklım Kedi'deydi o zamanlar ya, Panda'yı çok sevmiyordum ama hoşlanmıştım ve sevmeye çalışmıştım... Acaba şu anda Sarı da bende onu mu yaşıyor?

Saçma geliyor sonra da... Düşünme lan böyle şeyler derken Sarı bunları okuyor ve iki dakika sonra düşüncem geçecekse bile artık kalıcı oluyor!

Bazen de diyorum ki, amaan siktir et o kaybeder! Sonra nereye kaybeder lan? Daha iyisini kesin bulur, diye geri saçmalıyorum.

Allahım bu düşünceleri kafamdan siktir etmem gerekiyor. Ömür geçmez. Mutluluğumu yaşayamıyorum amk.

Bazen diyorum ki,

"Eden bulur. Oh olmuş!"
Sonra düşünüyorum, "Yazık... Bir hata etmiş." ama gıcık olup oh olsun'um daha ağır basıyor sonra.

Bana gösterilen bu ki...


Ben yaşamadığım, görmediğim şeyi nereden bileyim?
Ben, bana gösterileni bilir, onu doğru olarak sayarım. Hiç bilmediğim bir şeyi nasıl kabul edeyim?

Bana hep, çok seversem kaybedeceğim gösterildi. Ne zaman ki az sevdim, hep el üstünde tutuldum. O zaman da yaşayamadım hiçbir şeyi. Korka korka yaşanır mı? Hayır. Akışına bırakmak gerekiyor. Ben de öyle diyorum. Akışına bırak Kıvırcık... 
Bırakırsam daha da çok seveceğim. Beni bırakıp gittiğinde de malak gibi ortada kalacağım. 
Neyse... 
Ne güzel bir çift kanat verdin bana. Yeniden uçabiliyorum sayende. Yeniden özgürüm.

Kulak kaşımak

Bazen, kulağımı kaşırken zevke gelip bayılacağım diye korkmuyor değilim.

18 Ocak 2015 Pazar

Bugün büyük bir gün oldu sanırım!

Sevgili kişisi, kahvaltımızı yaparken biseksüel olduğunu kabul etti. Daha önceleri şiddetle karşı çıkıyordu çünkü. "Ben senseksüelim." diyordu. Hoş, bunu söylemesi de güzel bir şeydi ki!

Ben yine kendisine laf attım, "O heteroseksüel ki." diye. O da "Ben biseksüelim ya..." dedi. Ben tabi şok! Sonra kanım kaynarlaştı. Sarıldım, öptüm falan.

16 Ocak 2015 Cuma

Aptal mı?

Zaman zaman kendimi aptal hissediyorum ben mesela. Birisi bir şey söylüyor, tartışmaya giriyor ama hiç cevap vermiyorum. Bilmiyormuş gibi görünmek hoşuma gidiyor. Bildiklerimi söylemek istemiyorum yani.

Sonra mesela, çalışmadan sınavlarımı geçmek istiyorum ama çalışsam da geçemiyorum bazen (Sevimli hocalarıma da bağlı olabilir tabi bu.).

Beynimi kullanmak istemiyorum çoğu zaman. 25 yaşıma gelmişim, daha ne gördüysem artık, şu zamanda bile sıkıldım beynimi kullanmaktan. Yazın İspanya'ya arkeoloji kampına gitmiştim. Kazı yaptık, duvar temizledik, sıvadık falan. HARİKAYDI! Bi ara bulduğumuz katmanların çizimini yapacağımızı, ölçüp haritasını çıkaracağımızı söyledi Sara(arkeolog), mutsuzluktan bayılacaktım. Nooolur bana hesap yaptırma. Beynimi kullanmak istemiyorum ben. Amelelik yapayım, kazayım, taşıyayım!

Yani sen daha kaç yaşındasın ki beyin yoruldu a Giz?

Okumak değil, insan kaynaklarında çalışmak değil, insanlarla uğraşmak değil, hatta nazen bilgisayarla bile uğraşmakstemeyip ırgatlık yapmak istiyorum.

Bunu istediğim için de kendimi aptal hissediyorum örneğin. Zaman zaman da bi akıl hastanesinde yaşasam daha mutlu olurmuşum gibi geliyor. Sonra kendime geliyorum. Sonra yine aptallık mutluluktur deyip, beynimi kapatıyorum.

Hoş değil.
Benim bi sorunum var belli.

9 Ocak 2015 Cuma

Tavsiye

Çok sevmeyin, acizleşirsiniz.
Çok sevmeyin, kaybetmeye yaklaşırsınız.
Çok sevmeyin, ezilirsiniz.
Çok sevmeyin, saçmalarsınız.
Çok sevmeyin, illa ki üzülürsünüz...

Hele ki belli ettiğiniz anda...

4 Ocak 2015 Pazar

Yilbasi alkolu

image



Bu nasil guzel bir ickidir ya!
Kakaolu süt gibi.

Gecmisim!

Jpg ve Bsy derslerimden gecmisim!
Kaldim diye ne sıkıntıya girmistim. Belli etmesem de...

Darisi 2. donemin basina.

Yeniden doğuyorum...

Umarim bunu soylemek icin erken degildir...

Ben cok seviyorum.

Onu bir saat gormeyince ozluyorsan,
Her seyde onu goruyorsan,
Ondan uzaklasacagini dusundugun anda kalbine bicaklar saplaniyorsa,
Ona saatlerce bakmaktan hic usanmiyorsan,
Dokunarak ezberlemissen her kivrimini,
Burnuna durup durup onun kokusu geliyorsa,
Uyumadan once onun sesini duyuyorsan kulaklarinda,
Bir planini bile onsuz dusunemiyorsan,
Her seyiyle her an onu hissetmek istiyorsan...
Sen aşıksın Kıvırcık!