24 Ocak 2016 Pazar

Aynı

Bir ilişkiye başlarken, partneriniz olacak kişinin söylediklerine, anlattıklarına çok dikkat edin, unutmayın. Çünkü anlattığı şeyleri kesin olarak yaşayacaksınız.

"Ben bir önceki sevgilimi aldattım." dediyse, sizi de aldatacaktır.
"Eski sevgilimden bir başkasına aşık için ayrıldım." dediyse sizden de bir başkası için ayrılacaktır.
"Eski ilişkime zorla devam etmiştim." dediyse sizle de zorla devam ettiği an gelecektir.
"Ben hiçbir zaman aldatmadım." dediyse sizi de aldatmayacaktır.
"Eski ilişkimde ipleri elinde tutan bendim." dediyse siz ne kadar isteseniz de ipler onun elinde olacaktır.
"Ben uzun ilişki yaşayamıyorum." dediyse sizinki de uzun olmaz.
"Ben bağlanamam." dediyse, bağlanamaz.
"Evlilik bana göre değil." dediyse, belki ben fikrini değiştiririm diye düşünmeyin, evlenmez.

21 Ocak 2016 Perşembe

Bıktım be!




Rüyamda bile aldatılıyorum sürekli.
Orada bile terk ediliyorum!
İnsanın rüyasında güzel şeyler olur, mutluluk olur, evlilik olur, seks olur, başarı olur vs. Bense anca aldatılırım, anca terk edilirim. Aynı gerçek hayatta da olduğu gibi. Sonra da ortalığı yıkar geçerim, rüyamda olduğu gibi...

Birkaç gündür içimde o 3 yıl önceki iğrenç his var. O korkunç duygu! O, kulaklarımla bile duyabildiğim, kalbimin paramparça oluşu! Bir şey göğsüme oturmuş, kalbimi tırmalıyor gibiydi. Tuvalette ağlıyorum, balkonda ağlıyorum, kahvaltıda bağırasım geliyor ama tuvaletim geldi deyip orada gözlerim kıpkırmızı olana kadar ağlıyorum, yalnızken hep ağlıyorum... Korkunç ya. KORKUNÇ!

Allah'ım, sana yalvarırım o duyguyu bir daha yaşamayayım ya... Düşünmesi bile çok acıtıyor canımı. Off...

O berbat hissi bir daha yaşamaktan ölüm gibi korkuyorum ya! Tekrar gelecek, biliyorum ama kendimi buna hazırlayamıyorum. Hazırlamak istemiyorum.


Ne fala, ne burçlara inanırım iyi bir şey çıktığı zaman; ama kötü bir şey olsun hemen "ya olursa?" diye kafayı takıyorum. İyi şeyler gerçekleşmedi hiç, kötü şeylerse hep başıma geldi. Hep korktuğumdan işte. O şeyi düşüne düşüne başıma çekiyorum. Evrenin enerjisi diye bir şey var. Eski mesajlarımızı okudum -temizlemek istemiştim telefonu, ağustos 2015'te teyzem kahve falıma bakmış. Kim bilir neler neler dedi ama ben sadece bunu sevgiliye yazmışım: Mayıs haziran (2016) gibi kedi, fare gibi bir şey görüyormuş teyzem; kedi ihanettir. Cevap gelmemiş tabii ki de. Ben de vermezdim, eski sevgili sürekli fal baktırır ve bir şeyler çıkarırdı ve onun bu çıkarımları sıkmıştı beni. Aynısını ben yapmaya başlamışım resmen. Sonra sevgili, 2016 burç yorumlarını okuttu. Benim için denilmiş ki, haziran ayı içerisinde ayrılık var; ona da denilmiş ki, haziran temmuz gibi yeni bir aşk var. Sonra bir yakın arkadaşımız, Ankara kalesini gezmeye gittiğimizde kahve falına şöyle bir bakmıştı ve dedi ki: sevgilinin önünde bir kadın var, bacağını uzatmış ona doğru.

Olur mu öyle şey diyorsun ama, biz de birbirimize 18 günde bağlanmıştık...


Evet, biliyorum. Çok saçma bu düşündüklerim. Paranoya. Delilik. Günümü, anımı yaşamam lazım; kötü şeyler olacak diye korkmamam lazım yoksa hayat geçmez, değil mi? Biliyorum. Ama yapamıyorum. Bir gün yapsam, ikinci gün korkudan titriyorum. Ya o zamanki yaşadığım şeyi, o ödlek insanlar yüzünden yaşamak zorunda olduğum şeyi kimse bilemez... Ne kadar canımın yandığını, vücudumun dayak yemiş gibi olduğunu, hafızamın artık bir şeyleri hatırlamamasını istediğimi... KİMSE BİLEMEZ. Yaşayan, tahmin edebilir sadece. Yaşamayana bu korku aptallık, abartı olarak gelir. Bir yıl oldu, zaman geçtikçe daha çok sevip daha çok bağlanıyorum ve zaman geçtikçe bu korkum katlandıkça katlanıyor. Antidepresana yeniden başlamam gerekiyor sanırım. Çünkü böyle taktıkça, hakikaten yaşanmaz. Kalbimin acısını sırtımda hissediyorum ya!

11 Ocak 2016 Pazartesi

Hayata dair bir şeyler

İnsan, olgun ve ileri yaşlarına kadar hayatla mücadele ede ede, düşe kalka pişer. Bir de, kendisine yol arkadaşı seçer ki bu yolda ona yardımcı olsun diye.

Hayat bir taraftan güzel, bir taraftan acı. İki gün güzel giderse, 3. gün mutlaka bozulur. Bir iyilik yaparsa bir de kötülük yapar. Hiç de şaşırtmaz bu konuda. Biraz yükseltir, sonra yere vurur. Düşüşünün gücünü arttırır mutlaka. Sadistçe de bir zevk alır bundan.

Böyle olunca da karamsarlığa düşürür insanı.

Hele ki seçtiğin yol arkadaşın, hayatın seni yere düşürmesine yardım ediyorsa.

Hele ki sen merdiveni tırmanmak isterken o, senin inmeni istiyorsa.

Hele ki hayatla iş birliği yapıp üzerine geliyorsa,tepende durup sana bağırıyorsa...