2 Temmuz 2015 Perşembe

Sevdiğinin seni üzmesi daha çok acıtıyor.


Onun tarafından gelen en küçük şeyler bile, olmadık acılar verebiliyor.

Bana ismimle seslenmesi hiç ama hiç hoşuma gitmiyor ama nedense son zamanlarda o kadar çok ismimi söylemeye başladı ki... Ben de dedim kendi kendime, "Sen de söyle Corcina!". Bir kere söyledim ve ne kadar zoruna gitmiş... Ben, bana öyle seslendiğinde nasıl hissettiğimi anlatamadım; umarım şimdi anlamıştır.

Mesela; emek harcıyorum, zamanımı veriyorum, kendi ellerimle ona bir şeyler yapıyorum. Ne kullanıyor ne de saklıyor. Ben söylenmezsem aklına bile gelmeyecek belki de. Kaybolmasın diye ben koyuyorum bir yerlere. Napalım, sevmiyor demek ki öyle şeyleri ya da çok önemli bulmuyor. Herkes, benim değer verdiğim şeylere değer vermek zorunda diye bir şey yok. Ama üzüyor işte.

O saatin hiç çıkmaması da canımı sıkıyor. Duşa girmiş, bu yüzden çıkarmış ona yaptığım bileklikleri de -halbuki çıkarmasına gerek olmadığını söylemiştim-. Olabilir tabii; takılır, düşer falan diye düşünmüştür. Sonrasında saati takmış ama bileklikler hala çıkardığı yerde. "Çıkarmışsın bileklikleri. Neyse en azından 1 gün bari taktın, bu da bir şey." dedim. "Sabah takacağım, makyaj çantamın yanında duruyor." dedi. Saati hemen takmışsın ama? (Saat, 5-6 yıllık eski erkek arkadaşından hediye.)

Sonra benim kalbimde bir şeyler olmaya başladı. Batıyor, ağrıyor falan. Belki üşütmekten, belki de dün geceki evde biri mi var, ses geldi korkusundan.

İnsan üzülüyor be Blogger... Ondan gelen en minik şey bile kahredebiliyor.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu konu hakkında bir şeyler söylemeyecek misin?