26 Aralık 2018 Çarşamba

Ankara'da Kar Var



Yağmur değil de, kar yağdığı vakit, mutlulukla doluyor yeryüzü sanki.

Bir kere huzur veriyor beyaz rengi. Sonra, kapatıyor insanlığın bıraktığı kirleri. Her taraf bembeyaz, tek renk, tertemiz.

Bundan sanırım huzurla dolmamın nedeni.

İş yerimin mevkisi, henüz kentleşmeye başlayan, gecekonduların daha yeni yeni yıkılmaya başlandığı bir semtte bulunuyor. Etrafta yarı yıkık binalar, çer çöp, pislik, duman, ölü hayvanlar, hayvan pislikleri var kar yokken. Ama kar örtünce üstlerini, belediye sanki temizlemiş gibi geliyor. Pencereden baktığımda daralmıyorum kirlilik yüzünden.

Kar beni ekstra heyecanlandırıyor sevgili okur.

Bir Akdeniz şehrinde büyüdüğümden sanırım.

7 Aralık 2018 Cuma

Düşünmemek

Uzaklaşmak en iyisidir bazen.

Nefes almaya başlarız belki,

belki tekrar yaşarız heyecanı;

belki de yeni hayatlarımızla daha mutlu oluruz artık.

Düşünmemek en iyisi;

yeni şeyler alıp,

onlarla ilgilenmek meşgul eder belki aklımızı...

Taşınıyorum, sevgili okur

Eve yaklaştığım zaman kalbim hızlanmaya başlıyor artık...

Beynim duruyor.

Kalbim sıkışıyor.

Boğazım düğümleniyor.

*

Boğaz düğümlenmesi fiziki anlamda gerçekten varmış. Böyle tiroitlerin biraz üstü, ya da oranın tam arkasına ekmek sıkışmış da yutamıyorum gibi oluyor. Yutkunuyorum yutkunuyorum gitmiyor sanki. Su içiyorum, faydası olmuyor.

*

Taşınacağımı, artık gideceğimi bildiğim halde evime, yuvama girmek canımı acıtıyor.

6 Aralık 2018 Perşembe

Evleri ayırıyoruz sevgili okur


Hayallerle kurduğumuz yuvayı dağıtıyoruz. Çok güzel olacak, kendimize göre döşeyeceğiz her yeri, bizim olacak her şey ve yeni bir hayata başlayacağız, demişti. Dün gibi aklımda...

Güzel başladı ama güzel bitmedi.

Son zamanlarda sürekli büyük kavgalar ediyorduk. Bana kötü şeyler söylemişti. Konuşalım demiştim, konuşmamıştı. Dün de, cumartesi günkü tartışmaya istinanaden "Neden konuşmadın, anlatmadın ve çözmedik? Neden sustun?" dedi. Düne kadar kendisiyle konuşmuyordum çünkü. Dedim ki, konuşmak istediğimde beni odadan attın, sana daha nasıl diyebilirdim konuşalım diye?

O gün, onu sevmediğimi düşündüğünü söyledi... 

Sustum. Diyecek bir şeyim yoktu o an. Bunu düşünmesi ağzımı mühürlemiş gibiydi.

Sonra doktora ve ardından da ev gezmesine gittim. O ne yaptı,ne etti hiç haberim olmadı. Ben de haber vermedim, çünkü ne yapacağımı zaten 3 gün öncesinden haber vermiştim. O günden düne kadar, hiç konuşmadım, yüzüne dahi bakmadım. Ertesi sabah uyandığımda evde değildi. Not bırakmış arkadaşıma gittim diye.