16 Temmuz 2019 Salı

Bir Ay Oldu...

Ben de korkuyorum içimdeki bitecek diye ama eninde sonunda bitecek, biliyorum. Kalmayacak artık. Çikolatayı bile bir ay yemesen tadını unutursun artık. Aklına gelmez belki de.

Hem zaten bitmesin de nolsun? Bitmeli içimizdeki. O benimle vakit kaybetmeyip bir an önce evlenmeli, çoluk çocuğa karışmalı, ki zaten boş durmadığını ve yoluna devam etmeye oldukça istekli ve hevesli olduğunu görüyorum; ben de bir an önce onu unutup hayatıma devam etmeliyim yeni ve benimle bir gelecek düşünebilecek bir kalpte. Bir an önce bitsin ve acıyı unutayım artık istiyorum. Öyle ki, nasıl acı çektiğimi dahi hatırlamayayım!



Keşke diyorum, keşke daha önceden biliyor olsaydım birini bulduğu anda beni bırakıp onunla evlenmek isteyebileceğini. Boşu boşuna birbirimizin zamanını çalmazdık! Ben bir gelecek isterken onun istememesi ve buna rağmen aynı eve çıkıp bir ilişki yaşamaya çalışmak tam bir saçmalıktı! Ama söylediğine göre bana en başta bunu söylemiş... Benimle gelecek düşünmediğini, anı yaşadığını ve anda mutlu olduğunu söylemiş. Bense ayrılığın birkaç hafta öncesinde duydum bunu. Evet, hep sanki benimle bir hayat düşünmüyormuş gibi gelirdi ama ağzından duymamıştım. Keşke kulağım ve gözüm açık olsaymış kalbim açık olacağına! Ne o üzülürdü, ne ben üzülürdüm şimdi.

Ne söylerse söylesin, ne kadar ben kimseyi bulmadım ve daha yeniyim bu ortamlarda desin, ben ayrılığın 5. gününde yeni bir ruh, yeni beden/ler arama çalışmalarına girdiğini ve bunu da özgür kaldığının 15. gününde çevresine bildirdiğini biliyorum. Bildirmediği de vardır belki.

İşte ben bu kadar çabuk unutulurum bir ilişkinin ardından. Kimse Kıvırcık napıyordu, nasıldı, gitti mi, kaldı mı, özledim sanırım demez. Kimse benimle bir gelecek düşünmez çünkü. Ben kolay kolay hatırlanmam. Ben zaten sevilmem de. Ne yaparsam yapayım, ya da ne yapmazsam yapmayayım kimsenin kalbinde yer edemem. Bu da benim lanetim sanırım... Kendimi adamaya çalıştıkça kaçırırım, sevdikçe boğarım, sarıldıkça sıkarım. Benden bir bok olmaz kimseye. Ben yalnızlığa mecburum. Hem bodur, topalak, çirkin, sevimsiz bir insanım; hem de hasta, kaygılı, takıntılı bir ruha sahibim. Kimse bana değer vermez; doğal olarak, onlara verdiklerime de...

Neyim iyi ki benim yanımda durasınız? İnsan kendisine faydalı olabilecek kişileri seçer kendine eş olarak, yoldaş olarak; benden anca fazlalık ve zarar gelir.

Siz de haklısınız. Benimle bir ömür neden yürüyesiniz?


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Bu konu hakkında bir şeyler söylemeyecek misin?