Üst kattakiler -reklam, PR, muhasebe- biz aşağıda harıl harıl dergi yetiştirmeye çalışırken kahkahalarla gülüyorlardı. Ben, reklamcıların derginin baskıya gittiği hafta bana ilettikleri müşteri yazılarını okumaya çalışırken, grafikteki arkdaşlar da ben okudukça dizmeye ve ilanlarına devam etmeye çalışıyorlardı. Sonra gülerek aşağıya geldiler. Eveeet, ayın elemanları belli olduuu, muhasebecimiz bey notlarımızı verdiii, diye coşkuyla geldiler. Herkese artı, bana ve işini yapmayan reklamcı arkadaşa eksi…
Sen mesaiye kalırsın, her işi saniyesinde yapmak için kendini parçlarsın, kimse laf etmesin diye her şeyi kontrol edip adabınla yerinde durursun, ses etmezsin, her şeyi söyledikleri gibi yapar kurallara uyarsın, yanlışın yoktur, arkdan konuşman yoktur, şımarıklığın yoktur ama ortamın aptalı veya tembeli, hata yapanı olursun.
Hayır sen niye çalıştığın yeri aile gibi sahipleniyorsun ki? Seni sahiplenmeleri gerek önce.
Belki de aptal olduğumdan hakikaten…
Mis Kokulu da ne zaman yanımdaki arkadaşın masasına gelse ben ortamdan kaçtım. Onu da görmek istemiyorum. Zaten kendi içimde yaşadığım bir saçmalıktı. Dalga geçin benimle, ben geçiyorum şu an, ezikliyorum da. Tamam, sonra da bitsin yeter. Hislerimi içimde tutacağım. Birilerinin okuduğunu bilince, derdimi paylaşırsam azalmış gibi, mutluluğumu veya heyecanımı paylaşırsam çoğalmış gibi hissediyordum. Çok da gerek yok. Benim ağzıma sıçabilirsin sevgili okur.
from WordPress https://ift.tt/Ih8wQDN
via IFTTT