Bugün annemle babam Bir Demet Tiyatro'yu izliyorlardı. Hemen ben de geçtim ekranın başına.
Mükremin geldi ekrana.
Asuman için mahalleyi yakan Mükremin...
Asuman'ı istemeye geliyorlar diye mahalleyi ayağa kaldıran Mükremin...
Gözü Asuman'dan başka bir şeyi görmeyen Mükremin...
Bir an geliyor, uğrunda tereddüt etmeden dünyayı devirecek olduğu kadından vazgeçtiğini söylüyor:
- Beni artık sevmiyorsun öyle mi?
- Seni seviyorum da, seni sevmeyi eskisi kadar sevemiyorum... Eskiden seni sevmenin, birbirimizi sevmenin yeşil, gevrek bir tadı vardı. Seni güldürmenin lezzeti damağıma yerleşir, orada mutlu mesut yaşardı. Bir şey olduğu vakit, ilk bunu gideyim Asuman'a söyleyeyim tarzında bir haberci telaşı olurdu...
- Şimdi ne oldu peki?
- Bilmiyorum Asuman, bilmiyorum. Kalbim bir kuyunun dibindeki suyun içinde nefes almaya çalışan bir gariban. Yukarı tırmanmaya çalışıyor, ama ne yapsın? Kuyunun duvarları düz, kuyunun duvarları ıslak...
Bu sahne beni hep çok etkilemişti. Başıma geleceğini biliyordum hep. Bir gün çok sevdiğim birisi bana bunu söyleyecek. Bir gün beni çok seven birisine bunu söyleyeceğim. Zaten hep korkardım kalbimin kırılmasından ve kalp kırmaktan. Hiç korkusuz veya cesur değildim. Korkmaktan bile korkardım. Hayatın boyunca sevmeye devam edeceğini söylediğin ve bunu bildiğin halde gün geliyor, kendini bile şaşırtıyorsun. Nasıl sevemediğine hayret ediyorsun. Bitmeyeceğini bildiğin bir şey bir anda yok oluyor.
Yağmur eninde sonunda yağar nasılsa, ekinler sulanır diyorsun; kendini yağmurun asla yağmadığı bir mevsimde buluyorsun. Ekinlerin kuruyor, onları canlandırmaya hevesin kalmıyor artık.
Herkes bir gün gidecek. Bunu bilerek yaşamak lazım. Bilerek ama uzun uzun... Bitişe gelmeden önceki süreyi olabildiğinde uzatmak, biriktirmek, öğrenmek, gelişmek.
Üzülüyorum. Üzülüyorsun. Üzülüyoruz. Üzüyoruz.
Yaşam bu.
Acı çekmek hep var.
Severken sevilmemek hep var.
Sevmezken sevilmek hep var.
Kaç zaman olmuş, ara ara hüzünlenirim hâlâ...
https://youtu.be/-DOhYTq3vt8
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu konu hakkında bir şeyler söylemeyecek misin?