Sonra diyorsun ki "bana anlat, başkasına değil". Sana anlatınca kursağımda kalıyor her şey, kalbime çöküyorlar sanki. Anne babam beni asla umursamıyormuş gibi, kırgın bir çocuk gibi hissediyorum... Sana anlatmamı nasıl bekliyorsun? Anlatıp da umursanmadığımı tekrar tekrar mı göreyim? Büyük bir heyecanla sana yollayayım da sonra "Tuvalete gideceğim" cümlesine karşılık alıyormuşum gibi bir cevapla mı karşılaşayım?
Lokmanın boğazda takılması gibi...
Bazen de diyor ki insan "Neden çiçeklere bakıyor? Ay hediye bakmış! Bana mı alacak acaba?". Heyecandan yerinde duramıyorsun, için kıpır kıpır oluyor. O "acaba" hiç çıkmıyor aklından. Ama tabii ki de hayır. Sana değil. Sakin ol. Bir daha hiç heyecanlanma.
Beklentisiz yaşa.
Çok da samimi olma, ne olacak sanki sınırın olsa? Herkes çok mu samimi?
Bir şeyleri isteme mesela.
Çok kolay ki(!).
Size bin bir güçlükle verdiğim kalbimi kırmayın nolur...
Miniciğim ben, kaldıramıyorum...
Bacaklarım titriyor.
Gücüm yok artık.
Her şeyim çürük, sert dokunsanız paramparça olacağım...
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Bu konu hakkında bir şeyler söylemeyecek misin?