26 Eylül 2015 Cumartesi
Rüyama hele
Rüyamda doktora kan tahlili vermişim. Hemen sonuç çıkmış ama tekrar hastaneye gitmem gerekmiyor. Doktor bilgisayarından, bir sistemde online oluyor; ben de, her daim çıkmış mı çıkmamış mı diye sonuçlarımı kontrol ettiğim için doktorun online olduğunu görüyorum. O bilgisayarından yazıyor, ben telefonumdan ona cevap veriyorum.
Böylesine kolay bir sistem çıkarmışlar. Nasıl seviniyorum ama.
Bilinçaltıma bakar mısın?
24 Eylül 2015 Perşembe
Kalbimin kırılmasından ölüm gibi korkuyorum!
Sonra diyorsun ki "bana anlat, başkasına değil". Sana anlatınca kursağımda kalıyor her şey, kalbime çöküyorlar sanki. Anne babam beni asla umursamıyormuş gibi, kırgın bir çocuk gibi hissediyorum... Sana anlatmamı nasıl bekliyorsun? Anlatıp da umursanmadığımı tekrar tekrar mı göreyim? Büyük bir heyecanla sana yollayayım da sonra "Tuvalete gideceğim" cümlesine karşılık alıyormuşum gibi bir cevapla mı karşılaşayım?
Lokmanın boğazda takılması gibi...
Bazen de diyor ki insan "Neden çiçeklere bakıyor? Ay hediye bakmış! Bana mı alacak acaba?". Heyecandan yerinde duramıyorsun, için kıpır kıpır oluyor. O "acaba" hiç çıkmıyor aklından. Ama tabii ki de hayır. Sana değil. Sakin ol. Bir daha hiç heyecanlanma.
Beklentisiz yaşa.
Çok da samimi olma, ne olacak sanki sınırın olsa? Herkes çok mu samimi?
Bir şeyleri isteme mesela.
Çok kolay ki(!).
Size bin bir güçlükle verdiğim kalbimi kırmayın nolur...
Miniciğim ben, kaldıramıyorum...
Bacaklarım titriyor.
Gücüm yok artık.
Her şeyim çürük, sert dokunsanız paramparça olacağım...
3 Eylül 2015 Perşembe
İkilem
Sevgiliyle baş başa kalabileyim diye annemin gitmesini istedim için kendimi çok suçlu hissediyorum. Anneme söylemedim tabii bunu...
Hafta sonu Ceren'in doğum günü var. Plan yapıldı, çıkılacak dışarı fakat ben evde annemi yalnız bırakmak istemiyorum. O sırf beni doktora götürebilmek için Ankara'ya geldi, bense onu yalnız bırakıp dışarı çıkıyorum. Korkunç bir evlat mıyım ben? Dışarı çıkmasam, haftaya artık insanlar işlerine dönecekler ya da her hafta sonu dışarı çıkmaktan bıkacaklarmış, sıkılacaklarmış gibi geliyor. Yani ben tek kalacağım, eğlenmek isteyen. Gidersem de erken dönmem gerekecek çünkü anneme göre ben hala küçücüğüm ve dışarıda duramam 23'ten sonra. Bir de içmemem lazım, yoksa kokar.
Zaten sevgiliyi inanılmaz özledim! Aynı evdeyiz ama çok uzağız... Her fırsat bulup sarılışımda ağlayacak gibi oluyorum. Özlemim aynı şekilde duruyor, hiç azalmadı. Onunla uyumayı da çok özledim.
Sevinemiyorum...
Kafeste gibi hissediyorum. Nefes alamıyorum sanki. Böyle hissettiğim için de suçlu hissediyorum! Yazıklar olsun sana hayat.
2 Eylül 2015 Çarşamba
Yeniden...
Hani geçen yılın son ayında ben sürekli sırıtıyordum, neredeyse uçuyordum ya... O yine başladı biliyor musun?
Tuvalette, kahvaltıda, telefonda, tv izlerken salak gibi sırıtıyorum. Kalbim yerinden çıkacak sanki! Kanatlanacağım az kaldı.
Kadınım... İyi ki var!