tag:blogger.com,1999:blog-38469641796736494972024-03-18T12:48:52.472+03:00KIVIRCIK LAHANA ANLATIYOR!SİZ DİNLEMEYİN.Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.comBlogger370125tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-81644205782213313812023-12-29T22:19:00.001+03:002023-12-29T22:19:43.164+03:00Kendime Sarılmak<p>Kendime sarılıp kendimi rahatlatmayı öğrendim bugün. Kendimi sevmeyi, kendime değer vermeyi öğrendim, deneyimledim, sonucunu gördüm. Başardım.</p>
<p>İçimdeki ben, beni affettiğini söylemişti zaten. Onca aşağılayışlarımla, kötü sözlerime, ezmelerime rağmen bana beni affettiğini söylemişti. Kocaman bir yüreği var onun, dünyanın tüm güzelliklerinin sığabileceği… Ona sarılıyorum artık. Ona en iyisini vermek için çabalayacağım. O, her şeyin en güzelini hak ediyor.</p>
<p>Ona sarılmak o kadar güzel hissettirdi ki!</p>
<p>Önce ağladı, gözlerini kapattı. Sonra rahatlayıverdi bebek gibi…</p>
<p>Seni kimsenin üzmesine izin vermeyeceğim artık. Ben hep yanındayım…</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/6exFqBA<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-13933898049309819952023-12-05T20:20:00.001+03:002023-12-05T20:20:55.037+03:00Affediş<figure class="wp-block-image size-large"><img width="867" height="646" data-attachment-id="1224" data-permalink="https://gezginkeci.wordpress.com/2023/12/05/affedis/image_editor_output_image-455603489-1701794629403/" data-orig-file="https://gezginkeci.files.wordpress.com/2023/12/image_editor_output_image-455603489-1701794629403.jpeg" data-orig-size="867,646" data-comments-opened="1" data-image-meta="{"aperture":"0","credit":"","camera":"","caption":"","created_timestamp":"0","copyright":"","focal_length":"0","iso":"0","shutter_speed":"0","title":"","orientation":"0"}" data-image-title="image_editor_output_image-455603489-1701794629403" data-image-description="" data-image-caption="" data-medium-file="https://gezginkeci.files.wordpress.com/2023/12/image_editor_output_image-455603489-1701794629403.jpeg?w=300" data-large-file="https://gezginkeci.files.wordpress.com/2023/12/image_editor_output_image-455603489-1701794629403.jpeg?w=660" src="https://gezginkeci.files.wordpress.com/2023/12/image_editor_output_image-455603489-1701794629403.jpeg?w=867" alt="" class="wp-image-1224" srcset="https://gezginkeci.files.wordpress.com/2023/12/image_editor_output_image-455603489-1701794629403.jpeg 867w, https://gezginkeci.files.wordpress.com/2023/12/image_editor_output_image-455603489-1701794629403.jpeg?w=150 150w, https://gezginkeci.files.wordpress.com/2023/12/image_editor_output_image-455603489-1701794629403.jpeg?w=300 300w, https://gezginkeci.files.wordpress.com/2023/12/image_editor_output_image-455603489-1701794629403.jpeg?w=768 768w" sizes="(max-width: 867px) 100vw, 867px" /></figure>
<p>Bugün iş çıkışı yine eve yürüdüğüm bir zamandı. O sırada Maviş’i düşündüm. Ne zaman yazarsam yazayım en az 1 saat sonra bana geri dönüşünü, sabahları uyanmak bilmeyişini, geceleri yatmayışını, ben yazmadan yazmayışını. Çalışmayan bir insan nasıl bu kadar meşgul olabilir ve bana dönemez diye düşündüm.</p>
<p>Sonra da, isteyen insanın her türlü yazacağını hatırladım. Şayet birinin aklındaysan, sana cevap verir. Öyle olmasa bile; ben beni düşünmeyen bir insanı, bana değer vermeyip de cevapsız bırakan bir insanı, kendini her şeyin önüne koyarak yalnızca bencillik yapan bir insanı da hayatımın partneri yapmak istemiyorum. İletişim kuramıyorum ki… Uzaktayız, başka nasıl iletişim kurabiliriz? Sürekli yanına gidip gelemem şu an, o vakte kadar teknolojiden faydalanmak durumundayız.</p>
<p>Neyse… Bunları düşündüm. O sırada Düşünce Gücüyle Tedavi kitabını dinliyordum. Kitabı kendimi sevebilmek için okumaya başladım, bazen de dinliyorum. Teyzem ta ben orta okuldayken önermişti bu kitabı, üstünden 20 yıl geçmiş, ancak başladım. Kitap da 25 yıl önce yazılmış ve tam olarak bu zamanlardaki enerji ve meditasyon çalışmalarında söylenenleri anlatıyor. Bir yerinde, kendimizin küçük haline bakmamızı söyledi. Ona nasıl davranırsınız dedi, sarılıp korkmaması için telkin edersiniz. Hiçbirine evet demedim. Dövmek, kızmak, aşağılamak istedim küçük beni. Dolayısıyla kitapta yazan her kelimeye “yüöö” diye karşı çıka çıka yürüdüm. Ona kızdıktan sonra, yapacaklarınızı yaptıktan sonra, içinizdeki her şeyi çıkardıktan sonra ne yapardınız dedi, rahatlar mıydınız, daha ne olsun isterdiniz dedi. Rahatlamazdım, diye geçirdim içimden. Rahatlamam için, hiç var olmaması gerekirdi çünkü. Böylesine ezik bir çocuğun dünyada ne işi var?</p>
<p>Çocuk halimizi affetmemizi istedi. Tabii ki de affetmedim. Neyini affedeceğim?</p>
<p>Sonra dedi ki; madem öyle, onun sizi affettiğini söylediğini düşünün…</p>
<p>O an ağzım açık kaldı. Boşluğa düştüm. Hiç böyle düşünmemiştim. Küçük Gezgin Keçi beni affediyor… Bana, “Beni aşağılamalarını, değersiz görmelerini, sevmeyişini, her yanlışımda vuruşunu, her üzülüşümde hak ettiğimi söyleyişini ve bunlar sebebiyle buruk büyüdüğümü görmemeni affediyorum.” dediğini düşündüm ve ağlamaya başladım. Psikopat davranışlarımı affetti küçük ben… Her şeye rağmen affetti. Benim öldürmek istediğim o küçük ben, şimdiki beni affetti. Canına kıymak istememi bile affetti…</p>
<p>Düşünemiyorum şu an. Resmen sebeplerim tükendi. Çatışacak konum, söyleyecek sözüm yok sanki, bulamıyorum.</p>
<p>Boşluğa düştüm.</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/dSwIu1i<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-57700679155331691622023-11-20T09:20:00.001+03:002023-11-20T09:20:29.681+03:00Maviş<p>Memlekete değil, senin yanına taşınmak istiyorum…</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/3T024Aa<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-8554982300386111902023-10-02T11:22:00.001+03:002023-10-02T11:22:09.620+03:00Nasıl Güzel Bir Gündü<figure class="wp-block-embed is-type-wp-embed is-provider-traveller-goat-gezgin-ke-i wp-block-embed-traveller-goat-gezgin-ke-i">
<div class="wp-block-embed__wrapper">
<blockquote class="wp-embedded-content" data-secret="PQ5qbYnytQ"><a href="https://gezginkeci.wordpress.com/2023/10/02/mavi-ay/">Mavi Ay</a></blockquote>
<iframe class="wp-embedded-content" sandbox="allow-scripts" security="restricted" title="“Mavi Ay” — Traveller Goat | Gezgin Keçi" src="https://gezginkeci.wordpress.com/2023/10/02/mavi-ay/embed/#?secret=LkSq40Swcq#?secret=PQ5qbYnytQ" data-secret="PQ5qbYnytQ" width="600" height="338" frameborder="0" marginwidth="0" marginheight="0" scrolling="no"></iframe></div>
</figure>
<p>26 Ağustos tarihinde bir sosyal medya platformu üzerinden insanlara mention atıyordum. 30 Ağustos gecesi yani 31 Ağustos sabahı Mavi Ay olacağını öğrendim ve platforma esprili bir mesaj yazdım: “Seninle Mavi Ay’ı izleyelim mi tatlı kıs?”</p>
<p><br />
Bunun üzerine Oğlak mention attı: “Düşündüm ve tamam olur, date yapacağız.”</p>
<p>O gün ilgimi alıverdi. 31 Ağustos sabahı 4’te ikimiz de uyanıp birbirimize mention attık. Bir gün öncesinde de beni Instagram’dan eklemişti, ben de ekledim. 31 Ağustos sabahı Mavi Ay’ın fotoğrafını çektim. O sırada o bana Instagram üzerinden özel mesaj attı. Güzel bir şey yazdı. Sonra sildi. Ben de gördüm yazdığını ve cevap verdim. Sonra o mesajı yeniden yazdı, aynı mesajdı.</p>
<p>Platform üzerindeki her gönderimde bana cevap yazdı, beni kıskandı ve özelden yazdı, bana göndermeli gönderiler paylaştı, insanlara karşı beni savundu. Instagram üzerinden de bu şekilde hanımcı, nazik tavırlarla mesajlar attı hep. Libidosu yüksek bir kadın; bu yüzden konu erotizme geliyordu sürekli. Sonra ben de nude attım. Çok hoşuna gitti. Daha çok yazmaya başladı. Başka nude atmadım, geçiştirdim hep, çünkü benimle sadece sevişmek için konuşmasını istemiyordum. O kadar anlayışlı, hayal kurduran, üzerime titreyen konuşmaları vardı ki ben âşık oldum sevgili okur. O gün telefonum numaramı aldı. Onun fotoğraflarına bakarak hayaller kuracağımı söylüyordum ona. O da benim fotoğraflarıma baktığını söylüyordu.</p>
<p>Müzik yapıp söylüyor, benim gibi.</p>
<p>1 Eylül cuma günü hasta oldu. Antibiyotik kullanmaya başladı. Ben de hastalığını sormaya başladım ama geçiştirdi hep. Boş ver falan dedi. 2 Eylül günü sesinin çok kalınlaştığını söyledi. Kalın sesi çok severim dedim ve duymak istedim sesini. Ses kaydı at dedim, sevmediğini söyledi ve ancak ararsam konuşabileceğini söyledi. Aradım. O Avusturya’da yaşadığı için Whatsapp üzerinden aradım. 1,5 saat kadar konuştuk. Ben gülerek açtım telefonu ve niye gülüyorsun diye o da gülmeye başladı. Sohbet ederken konu ortak arkadaşımıza geldi. Ne yaşadığını sordum onunla. Ara ara flört ettiklerini ama daha çok kavga ettiklerini falan söyledi. Anlaşamayıp tartışırlarmış hep. Onun sosyal medya hesaplarından cinsel içerikli paylaşımlar yapmasından rahatsızmış ve o an karar vermiş olamayacaklarını. Seks tamam ama sevgililik olmazmış. Bana sordu bu kez ortak arkadaş ile ilişiğimi. Flört ettiğimi ve sonrasında beni kırdığını anlattım. Sonra Oğlak dedi ki, “Ortak arkadaş seni kıskanır ve benimle birlikte olmanı istemez”. Ortak arkadaşın bunu yapmaya hakkının olmadığını ve yaparsa susturacağımı söyledim. Ortak arkadaş konusunu kapatıp sadece Oğlak hakkında konuşmak istediğimi söyledim.</p>
<p>Kalbim pırpırdı ve o kadar cilveliydim ki… Platform üzerindeki insanların bizim hakkımızda konuştuğunu ve yakın bir arkadaşının da beni kendisiyle sevgili sandığını söylemiş bir arkadaşı Oğlak’a. Hatta kızdırmak isteyip bana şaka yapmak istemiş. Sonra Allo’nun araya girip mentionlar attığı söylemek için konuşmaya başladı ve ben de “Bırak onları ya, seni konuşmak istiyorum ben” dedim.</p>
<p>Hoşlandığımı söyledim. Uzun ilişkilerimin olduğunu ve uzun süredir de yalnız olduğumu söyledim. O da ayrılalı 1 yıl olmuş ve uzun olmuş ilişkileri hep ama şu anda kendini toparlayamamış. Eskiye dair bir duygusu kalmamış ama kendisi dağınıkmış. Sorumluluk almamanın çok güzel olduğunu ve henüz özgürlüğü çok sevdiğini söyledi; ama benimle de olabileceğini, uzaktan ilişki yaşayabildiğini de ekledi. Sonra konuyu değiştirdi.</p>
<p>Güzel konuşuyorduk. Kapatmak istemedim ama boğazı ağrıyor diye kapatayım dedim. Bir yandan da rakı içiyordum. Çok güzel bir geceydi…</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/9SWK4wm<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-32643613282775342302023-10-02T01:20:00.001+03:002023-10-02T01:20:16.332+03:00Mavi Ay<p>Ne güzel gelmişti Mavi Ay date’i ve 30 Ağustos… Randevulaşmak, uyanmak, buluşmak, güzel sözler…</p>
<p>İyi geceler Oğlak… Galiba aşık oldum sana.</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/MxL32FV<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-27249639910544726202023-08-20T15:19:00.001+03:002023-08-20T15:19:59.545+03:00Neden?<p>Son görüşmemizde vedalaşırken öyle sıkı sardı ki beni herkesin içinde… Ben bırakmak istedim, o daha sert sarıldı. Hem de iki yandan.</p>
<p>Dayanamadım. Ben de sıktım kollarımı. Tırnaklarımı geçirdim sırtına. Öpmek ve koklamak da istedim, fakat yakıştıramadım kendime. Beni, yalnızca üzme amacı güderek eylemlerine alet eden birine daha fazla yanaşıp da kendimi kendime küçük düşüremezdim.</p>
<p>Belki de hepsinin sebebi benim. Ona güvenmediğimi söylediğimde o da güvenmeyi tercih ettiğini belirtmişti. Sonra ben de aynısını yapmayı deneyeceğime dair söz verdim kendime. Onun haberi yoktu tabii ki… İşte belki de bu yüzden canımı acıtarak gitmek istedi, çünkü onun güven vermediğini söyleyerek ön yargıyla yaklaşmıştım olası bir ilişkiye.</p>
<p>Her şeye rağmen tekrar gelecek, inanıyorum. Benim içimde tutmalarımın tam tersini yapacak ve bir adım atacağız güzelliklere. Şu an kendini heyecanlı bir aşk oyunu içinde tutuyor; ama bu geçici bir heves onun için.</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/7AjJ34S<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-25943346211472876952023-07-22T12:20:00.001+03:002023-07-22T12:20:15.010+03:00İyi Oyundu<p>Ama ne iyi oyundu. Güzel oynadın. Tebrik ederim. Seyirciyi içine aldın, onlara duyguyu tam içlerinde yaşattın.</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/iAt2uco<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-40941693087461319702023-07-19T23:19:00.001+03:002023-07-19T23:19:23.631+03:00Yalan<p>Dedim sana sevgi yalan. Aşk da ne? Öyle bir şey yok.</p>
<p>Açma dedim sana şu kapının kilidini, açma!</p>
<p>Almaya çalışma kimseyi artık, lütfen…</p>
<p>Biliyorsun; ne verirsen ver, ne yaparsan yap, ne kadar yardım edersen et, sana gelmeyecek.</p>
<p>Dönüşü sana olmayacak!</p>
<p>Kalacaksın arkada hep, görünemeyeceksin.</p>
<p>Değerin hiç bilinmeyecek.</p>
<p>Yüzüne kimse gülmeyecek.</p>
<p>Hep soğuk, hep karanlık kalacaksın.</p>
<p>Sana diyorum kalp!</p>
<p>Dalma hayallere de, aç kulağını dinle.</p>
<p>Sen hiç tattın mı kıskanılmayı?</p>
<p>Tattın mı hiç bir gülüşüne eriyen bir sıfatı?</p>
<p>Hiç merak etme, sana olmayacak bunlar. Olmayan bir şeyi merak etmen de biraz saçma değil mi sence de?</p>
<p>Üç ana zaman: Görünmüyorsun işte! Görünmedin, görünmeyeceksin!</p>
<p>Anlasana artık.</p>
<p>İncinmemek adına o inşa ettiğin duvarlar gibi, aklına da örmüşsün en kalınından.</p>
<p>Ayrıca ne bu susuşlar? Haykırsana biraz elinden gelenleri!</p>
<p>Bağırsana yüzlere içinden geçenleri!</p>
<p>Susuyorsun, gamsız sanılıyorsun, kandırılıyorsun.</p>
<p>Ah be kalp. Ne vardı bu kadar duygusal olacak?</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/LzneW9X<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-8636522188855480192023-06-14T16:19:00.001+03:002023-06-14T16:19:54.923+03:00neyse iyi oluyor böyle<p>insanlar yalan söylüyorlar sanırım hakikaten. konuştuğum kişiler ya duygularını gizliyor ya da aksiyonlarını. mesela birisiyle ilgili bir şey öğrendim. ben onun kurban olduğunu düşünürken meğersem olayın içindeki diğer kişileri kurban etmiş.<br />
bir diğeri, içindeki her şeyin bittiğini söylerken aslında her şeyin hala devam ettiğini, bir başka yolla belirtti.<br />
ikisine de saygımı kaybettiğimi söyleyebilirim. hatta birisine gerçek anlamda gıcık oldum, kötülük yapasım geliyor. her an laf sokmadan duramıyorum.<br />
tamam insan ilk olarak kendisini düşünmeli, kendisi ne istiyorsa ona yönelmeli fakat diğerlerine saygısızlık yapmaktan ve kolayca kırmaktan da çekinmeli. saygı olmazsa hiçbirimiz yan yana gelemeyiz, her an savaş içinde oluruz. bazı istisnalar vardı fakat insan, zaten sevdiği ya da tanıdığı biri yüzünden kırılır çoğunlukla. sevdiklerini incitmekten çekinmeyen insan karanlığa gömülür eninde sonunda ve kötülük de görür. ne kadar umursamadığını söylese de ben buna inanmıyorum. dünya değerlerinden bu kadar yoksunsanız, dünyada var olmanıza da gerek yokmuş zaten.</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/z7nwhrx<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-79084464137516551742023-06-08T19:20:00.001+03:002023-06-08T19:20:33.908+03:00Yet İşte<p>Neden birine yaklaştığım zaman mutlaka ama mutlaka uzağa gidiyor? Aynı kutup mıknatıs gibi, hızlı gelirsem hızla gidiyor, yavaş gelirsem götüm götüm gidiyor; ama illa ki gidiyor. Gelmiyor, gelse ben giderdim ve bilirdim. Yok, gelmeler de hiç.</p>
<p>Ayrıca ne bu bendeki sevgiye olan açlık? Bu kadar gerekli bir şey mi bu benim hayatımda? Bu kadar çok mu ihtiyacım var yani? Ezik gibi ne diye sevilmeyi bekliyorum ki ben sürekli?</p>
<p>O kadar çok sevgim var, bir gramı kendime değil; dışarıya vereceğime kendime versem ya hepsini? Ben niye birine ihtiyaç duyuyorum abi???? Ben niye kendi kendime yetemiyorum ya?!</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/5s7mTOc<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-41689976374360198222023-06-07T10:20:00.001+03:002023-06-07T10:20:30.896+03:00Karışmak<p>Seni kıskanırım dedim.</p>
<p>Sen kimle konuşsan beynime bıçak yedim: Sana dedim, sevme! Sana dedim alma kalbine. Yıllarca almamışsın, şimdi niye alıyorsun?!</p>
<p>Dağıt aklını. Uzun vadede alışırsın. Gönlün geniş olur, biri acıtsa ötekine sorarsın: Sen de mi acıtacaksın?</p>
<p>Sonra diğerine sorarsın: Yapmazsın değil mi? Sen okşarsın bu buruşuk kalbi…</p>
<p>Cevap vermezsin; kalbime kitlerim, giderim konarım bir başka dala.</p>
<p>Ters konuşursun, kitli kalbimin duvarına çarpar; korurum en değerlimi dedim.</p>
<p>Yok.</p>
<p>Koruyamıyorum aslında.</p>
<p>Ne yaparsam yapayım, onun canı hep ama hep acıyor. Kalbin diyorum, canı hep yanıyor.</p>
<p>Bir ayağım soldaki dalda, bir ayağım sağdakinde. Bırakamıyorum ikisini de. Geçirmişim pençelerimi. Gevşetirsem düşeceğim yine, her zamanki gibi.</p>
<p>Kırılmayan yerim kaldı mı?</p>
<p>Önce sola bastım. Yıllarca bekledim. Dikenler büyüdü bastığım yerde, kanadım. Hayır, dedim, bırakmayacağım.</p>
<p>Dikenler kurudu. Yaralar kapandı. Kanama durdu. Dal ise kuru bir daldı…</p>
<p>Öteki ayağımı sağ dala kenetledim bu sefer. Dikenleri çıkmadı onun. Kamatmadı da, sarmadı da.</p>
<p>Soldaki bir anda çiçek açmaya başladı. Sonra sağdaki…</p>
<p>Çiçekleri soldu soldakinin. Suladım, yetmedi… ya da belli etmedi.</p>
<p>Rengarenk yaratıklar geldi. Kıskandım. Solmuş dedim iyi ki.</p>
<p>Anladın mı?</p>
<p>Anlamazsın.</p>
<p>Nereden bileceksin <strong>hangisi</strong> olduğunu… Beni ne bileceksin? Sormadın ki hiç nasıl olduğumu…</p>
<p>Umurunda oldu mu?</p>
<p>Hiç tahmin etmiş miydi mesela, etkisinin nasıl olduğunu? Görmüş müydü ki hiç yüzümü?</p>
<p>Tanımıyordu gerçi, bilmezdi neye benzediğini. Kalbimin diyorum.</p>
<p>Gidecek sandım bugün, tamamen kırılacak. Ne olur parçalanırsa bir kanatsızın konduğu dal? Yerçekimi… Bilir herkes.</p>
<p>Ne diyorsun yahu, sus artık. Her lafın ayrı kofluk.</p>
<p>Kafan çok karışık. Uyu artık. Rüyalarındaki saçmalık. İnanma bunlara, bilinçaltına sıçtığım.</p>
<p>Ör duvarları. Koyma pencere ya da kapı. Hapset karanlığa. Işıktan hayır mı görmüş de karanlıktan kötülük gelsin?</p>
<p>Öyle değil mi ama azizim?</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/K9vLiy6<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-62296045378410115322023-06-01T00:31:00.001+03:002023-06-01T00:31:26.629+03:00Ültimatom<p>Dedi ki:</p>
<blockquote class="wp-block-quote">
<p>Bana sevilebilir biri olduğumu gösterdiğin için teşekkür ederim.</p>
</blockquote>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/GvLI49V<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-50286824465674210622023-05-30T20:24:00.007+03:002023-05-30T20:24:30.763+03:00Hak Etmişsindir<p><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "Open Sans", Helvetica, sans-serif; font-size: 16px;">Kendimi ağlatınca, can sıkıntım da gözyaşlarımla beraber havaya karışıyor, buhar olup gidiyor. </span><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "Open Sans", Helvetica, sans-serif; font-size: 16px;">Dün güzel ağladım. Gitar çaldım, söyledim; söylerken hissettim ve ağlamaya başladım bir güzel. Büyük oranda rahatlattı. Tabii hâlâ biraz var.</span></p><p><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "Open Sans", Helvetica, sans-serif; font-size: 16px;">İş yerinde gülmek zorunda olup içimde hissettiklerimi bastırmaya çalışmak çok yorucu. Kafamı işe veremiyorum, duygularımı dağıtamıyorum.</span></p><p><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "Open Sans", Helvetica, sans-serif; font-size: 16px;">Bu akşam biraz daha ağlatacağım kendimi. İçim dışıma çıksın, o derece ağlamak ve artık bitsin istiyorum. Kendime kötü davranacağım bunu yaparken de. En acı gerçekleri suratıma vuracağım. Kendime acımayacağım. Canım yandıkça acıtmaya devam edeceğim ve bunu zevk alarak yapmayacağım. Hak ettiğim için yapacağım.</span></p><p><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "Open Sans", Helvetica, sans-serif; font-size: 16px;">Başıma bir bokluk geliyorsa, ben kırılıyorsam, yanlış yapıyorsam bunu hak etmişimdir. Hiç yumuşak davranmaya gerek yok. Kendimi sevmiyorum. Sever gibi yapıp zaman zaman kandırıyorum ki çökmesin.</span></p><p><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "Open Sans", Helvetica, sans-serif; font-size: 16px;">Umarım bir gün kendimi severim ve bundan hiç vazgeçmem. </span></p><p><span style="background-color: white; color: #333333; font-family: "Open Sans", Helvetica, sans-serif; font-size: 16px;">Umarım bir gün birisi de beni sever ve bundan hiç vazgeçmez.</span></p>Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-19177136891028778642023-05-30T20:00:00.001+03:002023-05-30T20:00:28.985+03:00Bıktığım Şeyler ve Yeşil Fanila<pre class="wp-block-verse">Gözlerin bir yeşil fanilaydı balkonda uçuşan
Sicim yağmur taklidi
Bıkmıştım zor geçen kışlarımı anlatmaktan
Bardağa birkaç çiçek ıslamaktan.
Parmağımın ucunda kırmızı kenarlı bir bulut
Onu uzatırdım sana, yalnızlık gibi iri bir damla
Parmağıma düşen bir damla kandı aşk.
Seni sevince pazara çıktım sevinçten
Enginar aldım “süper enginarlar” diye bağıran adamdan
Oturup ağladım sonra, şaşırdın.
Bu “süper” oluşta canımı acıtan bir şeyler vardı.
Canımın acısıydın.
Ben bir tek o canı unutmamak için her şeyi hatırlamıştım.
Sevişmiştik.
Evde binlerce tespih böceğinin ayak izleri
Sevişmiştik.
Biri başımdan aşağı pırıltılarla dolu bir sözlüğü
boşaltmış gibi
Seni sevince kıpırdayan her şiiri
Kahverengi bir çaydanlıkta saklıyorum.
Sonra gittin.
Birlikte kışlıkları naftalinleyecektik.
Söz vermiştim unutmayacaktım gözlerini
Bir yeşil fanila gibi ipte, alıp ütüleyecektim.
Herkese<strong> iyi akşamlar</strong> demeyi öğretecektim gözlerine.
Sonra gittin.
Çocuk oldum bir daha, ağladım.
Kaç şiir, kaç kere sular altında kaldı.
Kitaplar, aşk, her şey.
Her şeyi son bir kere daha kurtaramazdım.
Keşke nane şeker gibi mentollü bir buluttan doğaydım
Sonra gittin.
Beyaz bir küf büyüdü evde, tersten yağan kar gibi.
Keşke dünya toz şekeri ile kaplı olsaydı.
Çocuk oldum sonra ağladım, yağmur bile beni ayıpladı.
Söz dedim, söz verdim.
Yüzüme bir daha çiçekli masa örtüleri sermeyeceğim.
Sokakta kuş ölüsü bulmuş çocuk gibi ağladım
Söz verdim, söz verdim.
Ruhumu gömdüğüm yer hâlâ belli.
Güneşi özledim, sonra seni
Keşke gölgesine razı bir fesleğen olaydım.
Sonra gittin
Gözlerin bir yeşil fanila unutulmuş balkonda
Sicim yağmur taklidiydi
Artık iyice inceldi.
</pre>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/dbKh2JE<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-18016141677709742122022-10-12T11:32:00.001+03:002022-10-12T11:32:15.195+03:00Sınır<p>Şu aralar çok tahammülsüzleştim. Ofisteki seslere katlanamıyorum. Biri sürekli aynı şeyleri söyleyip duruyor, biri bağıra bağıra konuşuyor, biri işinin arasına girip seni zorla konuşturuyor, biri iş yapıyor gibi görünmek için bana iş paslıyor ve ay sonunda iptal ediyor, biri boğazında 5 kilo balgamla titrek titrek konuşarak dedikodu yapıyor, biri mıymıy sürekli bir şeyler söylüyor. Taşmak üzereyim, günlerdir sessiz duruyorum, çünkü bir şey söylersem sert söyleyeceğim. Zaten bir süre sonra da taşacağım muhtemelen ama kendimi sakinleştip enerjimi başka yöne veriyorum.</p>
<p>Bugün Mis Kokulu da ofiste değil zaten. Hastalanmış, sabahki toplantıda sesi kötüydü. Bir an önce iyileşsin ve gelsin. Renkleniyorum o gelince.</p>
<p>Bak biri hâlâ yanımda 2 hafta önceki konuyu konuşuyor, söylenip duruyor! Çalışanlardan birine gıcık olmuş, inşallah gider deyip duruyor, yaptığı işlere söylenip iş yapmadığını iddia ediyor oturduğu yerden. Zaten buna laf da anlatamıyorsun. Aklında bir şey kuruyor, ona da sadık kalarak kulaklarını tıkayıp sadece ağzını açıyor. Tam yazı okuyorum, odanın ta öteki tarafına neden bunu yapmadın neden şunu yazmadım bak hep böyle yapıyorsun vs diye uzata uzata arkadaşlara söyleniyor. Hep aynı şeyleri söylüyor. Mesela muhabir arkadaş bunun istediği şekilde bir iş getirmemiş ya, “böyle yapma” dedikten sonra muhabirin getirdiği diğer işlerine de bakarken “bak yine böyle getirmişsin” diyor sanki uyarısının üstünden bir gün geçmiş de muhabir arkadaş başka iş getirirken de aynı yanlışlığı yapmış gibi. Halbuki hepsi aynı anda olan şeyler. Ayh sıkılıyorum tekrarlardan sevgili okur! Genişletin vizyonunuzu, dağarcığınızı biraz, insanları dinleyin.</p>
<p>Herkes kendi krallığını kurma derdinde. Kime ne kadar söz geçirebilirsem diye, önüne gelene laf söylüyorlar burada. Gözümde saygıları kalmadı. Bende saygı bitmişse, davranışlarım çirkinleşir sevgili okur. Anarşik, kavgacı, güvensiz biri oluruveririm. Belki onlar da saygılarını kaybettikleri için böyleler…</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/agrLusc<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-9801051951690754602022-10-06T14:32:00.001+03:002022-10-06T14:32:55.374+03:00Lüks<p>Bu sabah işe geldiğimde yumurta yapmaya yöneldim hemen. Suya koydum, masama geçecekken ofis ablası durdurdu. Patron bey, kahvaltı yapıyorlar, söyle onlara bu yasak dedi, dedi. Ha yumurta mı yapmayayım yani dedim. Yok, özel isim söylemedi kesinlikle dedi, Mis Kokulu falan da yapıyor ya hani arada yumurta yapıyor o da, topluca diyor, dedi.</p>
<p>Dedim ki: Eve yumurta alacak param yok. Maaşımı yatırmadıkları için borçlarım gecikmeye düştü. Cuma günü için dolmuş param bile yok. Acıktığım için de yemek durumundayım. Şayet bu şikayet banaysa suratıma söylesinler, ben de cevabımı veririm ama sizin bana bunu söylemeniz bir şey değiştirmiyor, yalnızca düşüncelerimde haklı olduğumu anlıyorum.</p>
<p>“Burada kimse kimsenin yüzüne söylemiyor ki, hep arkadan konuşurlar, hep başkasından duyarız. Ben de kendi hakkımdakileri duyuyorum başkasından.” dedi.</p>
<p>Onları ben de duyduğumu belirtip ne duyduğumu da söyledim. Başka ne dediklerini sordu. Başka duymadım dedim. Zaten kime ne söyleyeceksem suratına söylerim. Arkasından dedikodu yapmam ben. Bu yüzden dokuz köyden kovulacaksam da pek umursamıyorum, diye ekledim. Sonra konu başka yerlere geçti.</p>
<p>Yan masamdaki arkadaş, yemek yemem konusunda bana kızmıştı. Evde yiyip geleceksin, yasak demişti. Kendisi üstlerde bir yerde değil, benim gibi bir çalışan. Kırmamak için sustum, çünkü sabahları simit alarak PC başında yiyen kendisi, öğleden sonra acıktığında masada atıştırmalık yiyen kendisi. Bir gün bile şaşmadı bu. Odadaki diğer arkadaş da yiyor aynı şekilde. O da zaten bunun sülüğü gibi bir şey, ne derse yapıyor falan.</p>
<p>Ofis ablasıyla konuşurken bunları da söyledim: “Eğer patron bey uyardıysa ben dururum, aç kalırım, ölmem sonuçta; ama ben simit poğaça yiyeni görürsem ben de söylenirim, sesimi çıkarırım.”</p>
<p>Ama onlar simiti dışarıdan alıp kendi masalarında yiyorlar, hani mutfaktan aldıkları ve hazırladıkları bir şey yok dedi.</p>
<p>“Gelip buraya su ısıtmıyorlar mı dedim, çay kahve almıyorlar mı yanında? O da aynı şey. Ayrıca ben yumurtanın başında durmuyorum ki, su kaynatıyorum, içine yumurta atıyorum, masama geçiyorum. Olunca da kendi masamda 2 dakikada yiyorum. Kahvaltıysa, ikisi de kahvaltı. Çifte standarda ses çıkarırım, buraya bağımlı da değilim, gidersem giderim, zorunlu olarak çalışmıyorum, muhtaç değilim. Kendi işimi yaparken buradan daha çok kazanıyordum ama bu işi sevdiğim in başvurdum ve geldim.” dedim.</p>
<p>Bu uyarıyı patron beyin değil de yan masamdaki arkadaşımın yapmış olduğunu düşünmemin sebebi de gelenlerde yaşadığım bir olay.</p>
<p>Sevgili okur, ben doktora gittiğim ve kan değerlerimi düzeltmeye çalıştığım için belirli bir beslenme kuralına uymak durumundayım. Kahvaltı, öğle yemeği ve en son 17.00’de yemem gereken akşam yemeği. Akşam yemeğini yemesem de olur fakat spora gittiğim için dayanamıyorum, bayılacak gibi oluyorum. Kahvaltımı zaten evde yapabiliyorum ben ama bir haftadır bir şey alacak param yok, dediğim gibi dolmuşa bile binemiyorum cuma sabahı. Erkenden kalkıp yürüyeceğim maaşım yatmazsa. Saat 16 gibi akşam yemeği söylüyordum dışarıdan, onu da yapamıyorum artık. Malum, neyimle ödeyeceğim? Hızlı çorba almıştım, onları içiyorum artık.</p>
<p>Patronun sağ kolu olan muhasebeciyle, alt kattaki çalışanlar “şakasına” insanlara artı-eksi not vermişler. Bir ben, bir de işini yapmayan bir arkadaş eksi. Bozuldum, canım sıkıldı, şakayla da olsa altında bir şey vardır, ateş olmayan yerden duman çıkmaz, neyi eksik yaptım, yanlış yaptığım ne var diye söylenip durdum. O gün ofisten adımımı dışarı atar atmaz gözyaşlarım boşalıverdi zaten. Ertesi gün de böyle söylenirken yanımdaki o arkadaş dedi ki: “Muhasebeci seni burada birkaç kez yemek yerken gördü ya, ondan verdi eksiyi. Yasak çünkü.”</p>
<p>“Bunu niye yapsın? Ben onlar için mesaiye kalıyorum, gidenlerin işini sesimi çıkarmada yapıyorum, biri benden bir şey istediğinde ikiletmeden anında yapıyorum. Yemek yiyorum diye bunu yapamaz. Ayrıca benim kan değerlerimi biliyorsun, bir sürü hastalık var zaten, doktorum 17’ye kadar yememi söylüyor, yoksa düzelmiyormuşum! Hem sen de acıkıp atıştırmalıklarını yiyorsun. Abla kek, pasta yapıyor, onu da yiyorsunuz. Bana bunlar yasak, yiyemiyorum diye kendi yiyeceğimi yiyorum.” falan diye söylendim. Canım yine sıkıldı.</p>
<p>Veeeee bir gün sonra bu olay oldu. Bize patron bey demiş ki kahvaltı yasak. Ben buraya geldiğimden beri herkes ya masasında ya bahçede bir şeyler yiyor. Benimki niye göze battı şimdi? Size ne zararım var? Yasaksa bir bana değil herkese yasak!</p>
<p>İşte sevgili okur… Zengin değilsen, aç kaldığın için ödünç isteme ve alma hakkın yoktur. Zengin değilsen çifte standarda alınırsın. Zengin değilsen aç kalırsın. Zengin değilsen susup oturmak zorundasındır. Zengin değilsen, seninkisi hayat değildir.</p>
<p>Patronlara ve babadan zengin iş arkadaşlarıma bakıyorum da, hiç şikayet edilmiyorlar. Yemekleri bedavaya geliyor, giyecekleri bedavaya geliyor, sürekli hediyeler alıyorlar müşterilerinden. Dolayısıyla ceplerinden bir şey çıkmıyor ve aç, açıkta da kalmıyorlar. Herhalde hayat denilen şey bu.</p>
<p>Benimkinin olmadığı kesin çünkü.</p>
<p>Yemek konusundan girdim ama konu yalnızca bu değil. Canım çok sıkkın sevgili okur. Belli etme lüksüm de yok. O yüzden sana boşalttım biraz.</p>
<p>Yarın aç kalacağım, ama hiçbir şey yemeyeceğim. Bakalım diğerleri ne YEMEYECEK…</p>
<p>Mutluyum sanıyorum ama canım bu kadar sıkıldığına göre ya mutlu değilim ya da “mış gibi yapmayı” öğrendim.</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/zPcIo7d<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-72227200798948848772022-10-01T12:32:00.001+03:002022-10-01T12:32:41.887+03:00HATA HATA HATA<p>Dün akşam 9’da ofisten çıktım. O saate kadar da dergiyi kontrol ettim. GÜYA!</p>
<p>Birkaç tane hata buldum: ile kelimesi başlıkta büyük yazılmış, alışveriş sayfalarında ürün adı kesilmiş, kapak giysisinin altına markası yazılmamış ve birkaç küçük şey daha. En son, dergiyi matbaaya gönderdik, tam o sırada yeni bir ilan geldi. Onu da ek olarak ikinci bir maille ilettik. Sonra çıktık.</p>
<p>Bugün grafik tasarımdaki arkadaş bir ekran görüntüsü attı. Bir başlıktaki harfi yanlış yazmışım. Ve dergi matbaada!</p>
<p>E ben o eksiyi hak ediyormuşum ki! Başarısız, dikkatsiz, işini bilmeyen bir aptalım. Tabii ki eksi alırım! Tabii ki saygı görmem, tabii ki sevilmem! Doğru yaptığım bir iş mi var? Her şeyim yarım yamalak! Ben bu haldeyken kendimi ne diye seveyim, kendimi ne diye affedeyim ya da o hatamı kabul edeyim? Özel hayatımda olan bir şey değil ki. İş hayatımdaki koca bir hatam bu! Bunu geri de alamam, affedemem de kendimi! Affedilecek ya da kabul edilecek bir şey değil. Ee işimi yapamıyorsam çıkarmakta da haklıyım. Bana yol verseler hakları. İşimi doğru yapamıyorum ki!!!! Mal Kıvırcık! Tam bir malsın!</p>
<p>Onca saat ofiste kontrol yapıp da hala nasıl yanlış çıkarabiliyorsun?!!!!!!! APTAL!</p>
<p>Eski bir sevgili demişti ki bir keresinde, “Senin yaptığın işi herkes yapar.” demişti. Evet doğru, benim gibi yarım yamalak, dikkatsiz iş yapan biri bulması kolaydır. Bir tane aptal ya da gönülsüz bulursun, al sana hata dolu bir çalışan!</p>
<p>Gerizekalı Kıvırcık! Bir de maaş istiyorsun! O maaşı hak ettin mi acaba? Hatasız iş yaptın mı acaba?!!!!</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/OeUwnhy<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-33748958313953877992022-09-28T18:32:00.001+03:002022-09-28T18:32:59.855+03:00Ne Kadar Çaba O Kadar Boş<p>Üst kattakiler -reklam, PR, muhasebe- biz aşağıda harıl harıl dergi yetiştirmeye çalışırken kahkahalarla gülüyorlardı. Ben, reklamcıların derginin baskıya gittiği hafta bana ilettikleri müşteri yazılarını okumaya çalışırken, grafikteki arkdaşlar da ben okudukça dizmeye ve ilanlarına devam etmeye çalışıyorlardı. Sonra gülerek aşağıya geldiler. Eveeet, ayın elemanları belli olduuu, muhasebecimiz bey notlarımızı verdiii, diye coşkuyla geldiler. Herkese artı, bana ve işini yapmayan reklamcı arkadaşa eksi…</p>
<p>Sen mesaiye kalırsın, her işi saniyesinde yapmak için kendini parçlarsın, kimse laf etmesin diye her şeyi kontrol edip adabınla yerinde durursun, ses etmezsin, her şeyi söyledikleri gibi yapar kurallara uyarsın, yanlışın yoktur, arkdan konuşman yoktur, şımarıklığın yoktur ama ortamın aptalı veya tembeli, hata yapanı olursun.</p>
<p>Hayır sen niye çalıştığın yeri aile gibi sahipleniyorsun ki? Seni sahiplenmeleri gerek önce.</p>
<p>Belki de aptal olduğumdan hakikaten…</p>
<p>Mis Kokulu da ne zaman yanımdaki arkadaşın masasına gelse ben ortamdan kaçtım. Onu da görmek istemiyorum. Zaten kendi içimde yaşadığım bir saçmalıktı. Dalga geçin benimle, ben geçiyorum şu an, ezikliyorum da. Tamam, sonra da bitsin yeter. Hislerimi içimde tutacağım. Birilerinin okuduğunu bilince, derdimi paylaşırsam azalmış gibi, mutluluğumu veya heyecanımı paylaşırsam çoğalmış gibi hissediyordum. Çok da gerek yok. Benim ağzıma sıçabilirsin sevgili okur.</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/Ih8wQDN<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-68642543945478466782022-09-27T15:32:00.001+03:002022-09-27T15:32:33.647+03:00Bahçede<p>Bugün yemeğe geç geldi. Ben henüz bitirmemiştim ama diğer arkadaşlar bitirmelerine rağmen masadalardı. Biraz daha yedi, birbirimize laf attık öpüşmekle ilgili. Sonra ben sandalyemi alıp güneşe geçtim, gelin dedim. Önce gelmedi. Ben de masadaki tabaklarımı mutfağa yerleştirip kahve alıp bahçeye çıktım. Bir baktım benim sandalyeye doğru dönerek oturmuş. Öğle arası bitene kadar karşımdaydı, yanda diğer arkadaşlar da vardı tabii, baş başa değildik. O anlattı, ben onu inceledim. Sonra o Şaşkın kadın geldi, çıkmamız lazım diye müşteri ayağına dışarı çıkardı onu.</p>
<p>Bu arada, bizim kapak röportajlarıyla ilgilenen arkadaş ameliyata alınmış. Bize daha çekilen fotoğrafları ve röportajı atmadı. Ay sonunda baskıya gitmemiz gerekiyor. Bilmiyorum nolacak. Zaten istifadan falan da bahsediyordu. Bu bahaneyle işi de bırakabilir. İşi bırakırsa onun işi bana düşer. Aynı muhabirlerin işinin, web tasarımcıların işinin ve sosyal medyacıların işinin bana düştüğü gibi. Hadi onlar bildiğim şeyler. İstanbul’a gidip styling seçmek, makeup bulmak, fotoğrafçıyı ayarlamak, mekan ayarlamak, onların yemeğini vermek, sonra geri gelip kendi yoğunluğuma dönmek, fotoğraflar ha retouchtan geldi ha gelecek, onlarla konuşmak sürekli, kriz yönetimi ve çözümü. Hiç bilmem. Yapabileceğimi sanmıyorum. Canım sıkılıyor buna. Bakalım ne olacak?</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/TkHbfen<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-1365149904680432672022-09-26T10:32:00.001+03:002022-09-26T10:32:46.639+03:00Gelmeyecek Sandım<p>Sabahki toplantıya katılmadı. Cumartesi de katılmamıştı. Herhalde bugün de gelmeyecek diye down olmuştum yine… Az önce genel müdürle beraber geldiler. Sesi bile içimdeki mutluluğun seviyesini arttırmaya yetti. Önümden geçerek odalarına gittiler. Beyaz giyinmiş, yakışmış. Siyah da yakışıyor ona. Yüzüne baktım, oysa hiç bakmadı, genelde önümden geçerken bakmıyor zaten. Sadece bulunduğum yere doğru kafasını çeviriyor ve yere bakıyor. Sonra merdivene yöneliyor. Benim masamın konumu itibarıyla ofise gelen herkesi görüyorum. Önümden geçmek zorundalar çünkü. Bir yandan iyi oluyor. Ne zaman gitti, ne zaman geldi görüyorum.</p>
<p>Umarım bugün hep ofiste olur… Özledim.</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/oJAXz85<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-6512793296504849372022-09-25T20:32:00.001+03:002022-09-25T20:32:23.992+03:00Gel<p>Yarın gel, tamam mı?</p>
<p>Cumartesi günü ofis sensiz çok anlamsızdı. Durmak bile istemedim. Gitmek için dakika saydım. Sen yokken zaman geçmek bilmedi. İş de azdı zaten…</p>
<p>Fark etmeden bağlanıyorum sanırım sevgili okur. Cumartesi günü gerçekten zaman geçmek bilmedi. Oturduğum yerde ayağımı sallayıp, bacağımı zıplatıp durdum. İçimde bir sıkışma, nefes darlığı, kalp çarpıntısı, kötü bir şey olacakmış gibi bir his, sınava girecekmişim ve çalışmamışım gibi bir duygu… Öf, çok iğrençti sevgili olur. Orada 5 dakika duramazmışım gibi hissediyordum. Sanki savaş ortasında sipersiz kalmışım gibi… Fırtınalı bir havada ağaç altına sığınmışım ve her an çarpılacakmışım gibi.</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/GRB1a9Z<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-24462797824520527952022-09-23T14:32:00.001+03:002022-09-23T14:32:23.069+03:00Bana da…<p>Şirkette çok da iyi olmayan bir çalışan var. İyi olmadığını ben söylemiyorum. Eski çalışanlar söylüyor. Onun gönderilmesini istiyorlar çoğunluk olarak. Şirkete onun adına davalar, cezalar, şikayetler gelmiş ama Mis Kokulu Kadın ona kol kanat gerdiği için kimse bir şey diyememiş. Üstü de kapatılmış hep, duyab yok. Üstüne bir de ona adam buldu, evleniyorlar şimdi falan. Niye seviyor bu kadar dedim, bilmiyorlarmış.</p>
<p>Bana da kol kanat gersin… Bana da sarılsın… Ne dert kalır ne tasa. O iyi bir şey dediğinde benim öz güven bir yükseliyor öfff. Bunun kendimle olması gerekir, biliyorum, o konuya girmeyelim şimdi. Bi sarılsak.</p>
<p>Ofisten çıkmış az önce. Göremedim, uzun uzun bakamadım.</p>
<p>Bir de bir şey öğrendim: Yalnızca bana kalp atmıyormuş. Yanımdaki arkadaş dedi ki, “bana da kol kanat germesi için daha çok kalp yollicam Mis Kokulu’ya. Zaten kalp atıyorıdum ama bu sefer daha çok atıcam”.</p>
<p>Kendimi özel sanmışım sevgili okur. Abartmışım…</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/oFSur4q<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-16097737871150903792022-09-21T10:32:00.001+03:002022-09-21T10:32:46.933+03:00Ağlıyor<p>Ağlama… Ne oldu bilmiyorum ama ağlama, canın yanmasın…</p>
<p>O ağlayınca ben de çok güçsüz hissediyorum.</p>
<p>Şöyle bir sarılsam sana, rahatlatsam, huzur bulsan… Of.</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/eZuoIqA<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-9290293410474206182022-09-20T10:32:00.001+03:002022-09-20T10:32:25.568+03:00Gülüyorum<p>Rüyamda gördüm seni. Benim salonun karşısındaki yüzme havuzuna gidiyormuşsun.</p>
<p>Aa şu an karşımdasın ama yüzüne bakamıyorum anlaşılır diye…</p>
<p>Sonra ben de havuza geçiyorum, seni izlerken dalıyorum ve yüz üstü yatmışken üstğme eğiliyorsun, bir öpücük yok mu diyorsun. Gülümsüyorum…</p>
<p>Uyanınca dedim ki, İstanbul’dan mı döndün acaba… Evet, dönmüşsün…</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/rWwjZl8<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0tag:blogger.com,1999:blog-3846964179673649497.post-59635514615311395322022-09-16T17:32:00.001+03:002022-09-16T17:32:17.260+03:00İstanbul’a Gitmiş<p>Bir etkinlik için İstanbul’a gitmiş. Çok özledim…</p>
<p>Sesini de neyse ki iş arkadaşlarıma attığı sesli mesajlardan duydum…</p>
<p>Bu arada bir rüya gördüm. Maceraya çıkmıştık, her adrenalinden sonra sarılıp öpüşüyorduk. Uyanınca onun Mis Kokulu değil de Doktor da olabileceğini fark ettim. Olsun ikisi de güzeldi. Rüyanın devamını görmek için işe geç kalıyordum neredeyse…</p>
<br />
<br />
from WordPress https://ift.tt/vLG7r8q<br />
via <a href="https://ifttt.com/?ref=da&site=blogger">IFTTT</a>
Kıvırcık Lahanahttp://www.blogger.com/profile/16365535283810033367noreply@blogger.com0