Bir süredir, hiç olmadığım kadar kötü hissediyorum. Hayatımda bu kadar derinini yaşadığımı hiç hatırlamıyorum!
Kendimi o kadar sıkıyormuşum ki, kaslarım titriyor. Ayaklarım tutmuyor gibi hissediyorum, ellerim titriyor gibi geliyor, içimde de bir titreme sürekli. Sırf bu nedenle doktora gitmiştim; kansızlık mı, şeker mi, başka bir şey mi nedir diye merak ettim, durumu anlattım. Kan tahlili yaptı. Her şey normal dedi. Hemen bir düşünce: Acaba beynimde mi? Bir de nöroloğa mı gitsem?
Daha önce de bu şekilde bir korku oluşmuştu ve hemen soluğu nöroşirurjide almıştım. Tetkikler yapıldı ve psikiyatra sevkedildim.
Dün kontrol günümdü. Prozac'ın bir etkisini görmediğimi hatta ilaca rağmen daha kötü hissettiğimi anlattım: Kalp çarpıntım, geceleri uyuyamamam, kaslarımın sıkılması ve bir türlü gevşemiş hissedemem, elimin ayağımın titremesi, dişleri sıkma, sürekli uyku hali, yemek yememe ve bir etkinliğe katılmama isteği, boş boş bakınmak ve sadece bakıp uyumak isteği.
Yaşadıklarımı anlattığımda, bunlar doğrultusunda bu şekilde hissetmen normal dedi. Hüngür hüngür bir ağlasam rahatlayacakmışım gibi hissediyorum, öylesine doluyum ama ağlayamıyorum bir türlü, dedim. Bu ilaçlarla ağlayaman pek mümkün değil dedi.
Prozac'ı değiştirmeye karar verdik.
Lustral'a başlıyorum önümüzdeki günlerde. Prozac'ın vücuttan çıkması birkaç haftayı bulurmuş ama bana yine de bir hafta sonra başlayabileceğimi söyledi. Uykusuzluğum için de
Cedrina yazdı.
Tranko-
buskas'a devam edebilirmişim, sakinleştirici etkisi varmış. 1 ay sonra yine kontrol var.
Prozac'ı iki gündür almıyorum ve sanki içmeyi unutmuşum gibi bir durum yaratmadı. Cedrina'yı dün 23.30 gibi içtim ve 00.15 gibi çok güzel uyku bastırdı. Daha öncesinde saatlerce yatakta dönerken, kalbimin çarpıntısından uyuyamazken mışıl mışıl uyudum. Ama yine çenemi sıkmışım. Uyandığımda uyuşmuş gibiydi çenem, ki halen öyle. El ayak titremem yoktu uyandığımda. Yemeğimi yedim falan, bir süre sonra yeniden başladı. Parmaklarım titriyor; sanki bir gösteriye çıkacakmışım da onun heyecanı varmış gibi bir etki var üzerimde.
***
Dans gösterilerime çıkmadan önce olurdu bu hep. Gösteri biterdi, sanki dünyayı kurtarmışım gibi bir rahatlama oluşurdu sonra da.
***
Okuduğum kitaplardan
Vazgeçebilmek'in çevirisi yüzünden resmen kitaptan soğudum. Belki çeviride değildir sorun, belki de yazar böylesine uzun ve anlaşılması zor cümleler kurmuştur. Ama ilerlemiyor babam! Cümleyi bitirene kadar veya tam idrak edene kadar nefesim tükeniyor. Bir de örnek vererek anlatım var sanıyordum, öyle değilmiş. Şöyle yaparsanız böyle olur, şunu yapmanızın sebebi böyle düşünmenizdir gibi ders veriyor sanki. E ben zaten bunları biliyorum. Bana örnek göster. Kim napmış onları anlat, kendime pay çıkarayım ben de. Örnekleme olmadan verilen bilgi ancak teoride kalıyor, uyarlayamıyorum hiçbir şeye. Neyse, yine de bitirmeye çalışıyorum kitabı. Tabii o bitene kadar araya
Vurun Kahpeye, Saatleri Ayarlama Enstitüsü, Anayurt Oteli, Bibliyoman gibi kitaplar girdi ve Vazgeçebilmek'in bitişi uzaklaştı.
Bunların yanında psikoterapiye gitmeye karar verdim. Halen doktor araştırıyorum. Beni anlayabilecek, açık görüşlü bir uzman arayışındayım. Birkaç tane buldum ancak, kimisi için iki buçuk saat yol gitmem gerekiyor, kimisinin de sadece asistanları hasta bakıyor, bir ihtimal kendisi bakabilirmiş ama o da büyük vakalar olması lazım tabii: Cinsiyet değişimi gibi, şizofreni gibi.
Ne yazık ki psikolog konusunda kriterlerim var: İşsiz olduğum için ya bir devlet/üniversite hastanesinde ücretsiz muayene olmalı, ya da cüzi bir ödeme gerçekleştirmeliyim. Bu nedenle seçeneklerim çok az. Sağa sola da soruşturuyorum ama insanlar ticarete dökmüşler, bir yandan haklı olarak.
Sonuç olarak, hiç iyi hissetmiyorum. Ara ara ataklar geliyor, eve göktaşı düşecek ya da apartman yıkılacak ve altında kalacağım gibi düşünüyorum. Kafamdan da atamıyorum. Atmak için uyuyorum. Bu sefer de rüyalar geliyor, bir de onlara hızlanıyor kalbim. Böylesine stres HİÇ iyi değil, biliyorum! Stres kalıcı hasarlar bırakacak diye korkuyorum ve bir an önce çaresini istiyorum. Bunun için de çalışmalar devam ediyor işte. Psikiyatrdı, psikologtu, iş arayışıydı vs.
Ha bir de, bana beni ayağa kaldıracak biri lazım artık. Sarıldığımda göğsüne yatıracak, elimden tutup dans edecek, konştuğumda sadece rahatlayacağım, onun da dertlerine çözüm bulacağım biri. Çünkü anlaşılan kendi başıma ayağa kalkamıyorum.