13 Kasım 2019 Çarşamba

04.06.15

Sıradan bir odadan kaçma oyunu olması gerekiyordu. Eğlenmek ve kafamızı hala çalıştırıyor olup olmadığımızı öğrenmek için gitmiştik. 3 kişiydik ve iki gruba ayrılmamızı istediler. Ben tek kaldım, Deniz ve Ali birlikteydiler. Her gruba farklı renkli can yelekleri verdi odanın yaratıcısı. Benimki parlak bir sarıydı. Aynı odaya gireceğimizi sanırken, Deniz ve Ali başka bir odaya girdi. Belki de bir yerde karşılaşacağızdır diyerek odanın kapısının kapatılmasını onayladım. 1 saat içinde tüm odaları geçmemiz gerekiyordu ve çıkış kapısı, süre bitene kadar açılmayacaktı.

Karanlık odada tek başımaydım. Girmeden önce oyunun hikayesini okumadığım için de ne yapacağımı bilmiyordum. Korkudan mı, heyecandan mı bilmiyorum nefesim daralmaya ve kalbim çok hızlı atmaya başladı. Durmadan nesnelerin altına baktım bir şeyler bulmak umuduyla. Müzik kutuları, kül tablaları, kitaplar... İpucu veren birkaç kağıt buldum fakat çözemedim. En az 20 dakika böyle geçti.



Sonra birden bir kapı açıldı ve Denizle Ali girdiler içeriye! Deniz, bu tür oyunları daha önce de oynadığı için tecrübeliydi ve ne yapılması gerektiğini biliyordu. Lider olarak onu seçtim ve ne derse yapmaya karar verdim.

Birinci odadaydık. Deniz, fatura bulmamız gerektiğini söyledi. Fatura aramaya o kadar dalmışım ki, Ali'nin ne yaptığını hiç görmedim. Ağzı kapaklı bir çömlek buldum. İçi kağıt doluydu. Bütün faturaları seçtim. Bulduklarımızın hepsini birleştirdik ve ortaya bir sayı çıktı.  Hemen, ikinci odaya açılan kapıya gidip şifreyi girdik.

İkinci odada bir sürü oyuncak vardı. Oda rutubet kokuyordu ve ışık çok yetersizdi. Deniz birden "MÜZİK!" diye bağırdı.

***

Yarım kalanlarda bugün.

2015'te yazmaya başladığım bu hikayenin devamını neden yazmamışım?! Acaba ne düşünüyordum? Aklımda ne vardı? Keşke yazsaymışım.

2 yorum:

  1. keşke yazsan 🙂

    YanıtlaSil
  2. Aklıma gelse de yazsam. Bilim kurgu veya fantastik karışık bir şeyler çıkarmak ne güzel olurdu.

    YanıtlaSil

Bu konu hakkında bir şeyler söylemeyecek misin?