28 Şubat 2015 Cumartesi
Kimse beni anlamıyor
İnsanlarda bi gıcıklık uykuma karşı. Laf atılıyor hep.
Ama kimse anlamıyor. İstediğim kadar uykumu almış olayım, gün içinde yine uykum geliyor. Dayanamıyorum! Uykum geldiği anda kendimi bir tarafa atmayınca da sinirden köpürüyorum; ona buna bağırıp çekilmez bir insan oluyorum.
Bir sorunum var. Hipertiroidi. Taktığımdan değildi. Uykuma gelen laflar yüzünden artık takmaya başladım! Evet, çözümü olmayan ya da çok korkunç bir şey değil çok şükür ama kimse anlamıyor buna dayanamadığımı... Ne kadar kahve içiersem içeyip, uykumun gelmemeai için me yaparsam yapayım karşı gelemiyorum.
Sıkıldım artık. Yıllardır ilaç alıyorum, hala düzelmedi. Ben 3 yıl öncesinde 4 saat uykuyla bile zinde olurdum. 3 gün uyumadığımı bile bilirim. Uyumak istemiyorum. Uyumadığımda da kalbimin çarpıntı yapmasını istemiyorum artık. Yeter.
21 Şubat 2015 Cumartesi
Heyecan!
21 gün birbirimizden kilometrelerce uzakta kaldık. Saatlerce konuştuk, hiç durmadan mesajlaştık ama yetmiyordu. Ona olan özlemimi dindirmiyordu.
Sonunda geliyor. İş görüşmesi var. Umarım güzel bir iş olur ve hep mutlu olur benim yanımda...
İlk öğrendiğim andan beri heyecanlıyım.
İlk öğrendiğim andan beri kalbim pır pır.
İlk öğrendiğim andan beri uyuyamıyorum mutluluktan!
18 Şubat 2015 Çarşamba
Neden?
Ben zaten niye mutlu olayım ki?
Ben hiçbir şeyi hak etmiyorum. Ne mutluluk ne başka bir şey. Çünkü dünyanın en iğrenç, en çirkin, en zekasız, en kötü insanıyım. MUTLULUK BANA NEDEN GELSİN?
Hep aldatıldım, hep terkedildim. Ne zaman hah çok sevdim, çok mutluyum desem anında bir şey çıktı.
O da zaten buraya gelemeyecekti. Tamam istiyordu belki ama maliyeti karşılaması için bir şeyler yapması gerekiyordu. Zor yani. Şimdi hepten gelesi kaçmıştır.
Ben de tembelliğimle ve anılarımla başbaşayım yine...
14 Şubat 2015 Cumartesi
Kimse tersimi görmek zorunda kalmasın.
Bazen,intikam almak için istemediğin şeyleri yaparsın. Yapma.
Çok mu gülüyorum? Daha güzeli var mı?
İnsanlar çok fazla güldüğümü söylüyor. Her şeye gülebiliyormuşum...
Güleceğim tabii. Somurtarak ya da hiç tepki vermeden mi dinleyeyim her şeyi? En saçma yerde bile
Gülmek ömrü uzatır be. Bulaşıcıdır da hem! Siz mutsuz hissetmek isteyen birisini gördünüz mü hiç? Hah işte, ben de hak eden herkesin mutlu hissetmesini sağlamaya çalışıyorum kendimce.
Bence siz de fazladan gülün.
13 Şubat 2015 Cuma
Bilinmezlik
Nasıl bir nankörlük...
Bu yüzden, bazen trip mi atıyor yoksa hakikaten soğudu mu anlayamıyorsun. Üzülsen mi, mutlu mu olsan bilemiyorsun. Korkunç! Belki de bir felaket bekliyor aslında seni.
Of neyse kalbim ağrımaya başladı.
7 Şubat 2015 Cumartesi
3 Şubat 2015 Salı
Sen...
Artık yoruldum, biliyor musun? Çok hızlı yaşadım. Bu açıdan istediklerimi de çok çabuk tükettim. Bir de insanların bana attığı kazıklar da yıprattı beni iyice.
Şimdi seni buldum. Bir anda buldum hem de. Hiç ummadığım bir anda... Artık her şeyden umudumu kesmişken... Sonra gideceğini öğrendim. 2 ay sonra gidecektin. Her şey yarım kalacak, seni doya doya yaşayamayacağım diye ödüm kopuyor! Artık, bitmesini istemiyorum. Benim sonuma kadar gitsin! Başka kimseyi istemiyorum. Bunun için henüz genç olabilirim fakat başka hiçbir düşüncem yok artık. Bir şey varsa, sonuna kadar gitsin. Eskiden "Bir sevgiliyle ömür mü geçer ya?", "Her gün pilav mı yenir?" gibi şeyler söyleyen PİÇ bir tiptim. "Evlenmek" dedikleri zaman koşar adım kaçtım.
Şimdi çok değiştim.
Farklıyım.
Yakın arkadaşlarımın hepsi farkında.
Ben farkındayım...
Yarın, sensizlikle gelecekse; varsın ömrüm bugün bitsin.
1 Şubat 2015 Pazar
Sen, karşıma çıkan en güzel şeysin.
Mezun olduktan sonra seninle evlenemiyorum ki sürekli birlikte olalım; kimse bizi ayırmasın,isteyerek ya da istemeyerek...
Çok sevdiğim için, hatta aşık olduğum için inanılmaz acı çekiyorum! Böyle bir ülkede, böyle bir aile geleneğinde yaşadığım için kahrolmak zorundayım. Sevdiğimi herkese haykırmak istiyorum! O da haykırsın. Herkes görsün birbirimizi ne kadar sevdiğimizi! Hiçbir şey bizi ayırmaya kalkılmasın... Yollar, insanlar, hayat...
Benim ailem neden mutsuz olduğumu görmeyecek ve bilmeyecek. Bilse de anlamayacak zaten. Yaşımız geliyor artık, yuva kurmamız gerekiyor onların gözünde. Olmaz, evlenemem. Benim bir sevdiğim var. Kalbimi verdim çoktan ben. Onunla evlenmem, yaşadığım ülkenin kanunlarına aykırı ve her insanın da anlayabileceği türden değil. Ailemin yanında kendimi yabancı gibi hissediyorum. 18 yıl boyunca evim olmuş yer, artık evim değil sanki. Ben, ben değilim burada... Mutlu değilim. Evin, mutlu olduğun yerdir. Ben onun göğsündeki kalp atışını duyunca dünyanın en mutlu insanı oluyorum. Benim evim orası...
Birlikte olabilmemiz için çok çabalamamız ve sabretmemiz gerekecek. Yer yer de üzüleceğiz elbette ama sonunda biz olacağız.
Benim, okulum bitirip bir iş bulmam gerek ki ona da yardım edebileyim. Önüne her şeyi koyabileyim, o da hemencecik geliversin.
Bir taraftan da ya okulumu bitiremezsem diye stresleniyorum. O zaman her şey alt üst olur. Hepten ayrı kalırız.
Fark ettim ki, şu anda, bu zamana kadar hiç yapmadığım bir şeyi yapıyorum. Geleceğimi onunla,onun üzerine kurmaya çalışıyorum resmen! O güveni vermiş ki, onsuz bir gelecek düşünemiyorum. İlk defa... Başıma gelen en güzel şey o.
Kalbim, İzmir'de şimdi. Ne olacağı hiç belli değil... Arada Ankara'ya geleceğini söylüyor. Benim gözlerimden sular akarken, bir de hıçkırık tutuyor o anda.
Onu bir süre göremeyecek olmak, sarılıp öpemeyecek ve gözlerinde kaybolup gidemeyecek olmak kahrediyor! Eğer ki yarın onsuzlukla gelecekse, varsın ömrüm bugün bitsin.