23 Kasım 2012 Cuma

Noldu da birden?

Aura'dan bahsederdik hep...
Yaşam enerjimi sömüren tek şey sevgisizlik amk. Tüm dünyaya verebilecek kadar enerjim vardı güya. Sevginin karşılığını göremeyince, geriye hiçbir şey kalmıyormuş resmen.


Severken ne mutluydum. Ne pozitiftim.
Sonra birden, beni sevdiğini sandığım zat aslında aynı  kulvarda olmadığımızı söyleyince -ki bu bir ay öncesindeydi- bende enerjiye dair hiçbir şey kalmadı.

O değil de, ne oldu da birden çekildin böyle ya?
Hani etrafa verdiğim enerjiye bayılmıştın?
Hani tüm fotoğraflarımı ezberlemiştin?
Arkamdan sarılmalar, sürekli telefonda görüşmek istemeler neydi öyleyse?

Ben sana ilgi göstermeye başlayınca hoop çektin hemen kendini.
Ben sana bağlandıkça sen aramızdaki ipe bıçak dayadın.

Süründürse miydim?
Hiçbir zaman sevgimi göstermese miydim?
SİKLEMESE MİYDİM SENİ?

Keşke öyle yapsaymışım amk.

4 Kasım 2012 Pazar

Hiç senin olmamış bir şeyi kaybedemezsin de.



"Sen onu kaybettin kızım!" dedi. Hoşlanmıştım ama o hiç benim olmamıştı ki.
Olmamış yani.

Nasıl da fark edemedim?



Şimdi sana çok benzeyen birisi var. Senin gibisinden vazgeçemeyeceğim galiba.
Ama bu yanlış ki.
Önüme bakmam gerekmiyor mu?
O sana çok benzeyen kişi de, ondan pek hoşlandığımı biliyor.
Bugün bolca sohbet ettik. Sürekli güldük.
Evet,aynı seninle yaptığımız gibi.


Sen o İzmir'deki aşığına git.

Ben de burada her gün birisiyleyim. Seni unutmak için.



Olmuyor.



Vay be.

Sevgili İzmir'im, aşık olduğum taptığım İzmir'im, kuşanmış ve sevdiklerimi elimden almaya başlamış...





Ben kime kızabilirim ki?




Kendime mesela?